• SANAT
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11'i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • SPOR
  • VPN HABER

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Almanya-Arjantin tefrikası (2): Ne seninle ne sensiz!

12/07/2014 14:23

deniz arslanDENİZ ARSLAN

adeniza@gmail.com

1986 Dünya Kupası’nın finaliyle giriş yaptığım tefrikanın bugünkü bölümünde iki takımın dört yıl sonra, 1990’da oynadığı ve Almanya’nın penaltı golüyle kazandığı, o bungun maç var.


Bir cemaât etkinliği olarak Dünya Kupası seyretmek

İtalya’da düzenlenen 1990 Dünya Kupası’nın bende iyi hatıraları yok. Kimsede yok aslında. Yine de fahri Arjantinliler için finale kadar işler fena gitmiyordu, hatta finalin 85. dakikasına kadar.

1990 @SoccerrLifee

O zamanlar Cumhuriyet Mahallesi Depo Sokak’ta ikâmet ediyor, sık sık bizim evden bir salçalı ekmek yiyimi mesafedeki dayımların evine gidiyordum. Eğlence olanaklarının bu kadar çeşitlenmediği, alışveriş merkezi kültürünün ve orta sınıf çekirdek aile mahremiyetinin henüz geçer akçe olmadığı zamanlardı bunlar.

Dünya Kupası finali seyretmek topluca eda edilen, şenlikli bir cemaât etkinliğiydi. Aynen o gece dayımlarda olduğu gibi.

56 model Lamborghini

Sürekli mekân açıp kapatan, bazen kimseye haber vermeden şehir dışına çıkıp aylarca dönmeyen, bazen yanında bir kadınla, bazen bir çocukla geri dönüp sonra tekrar giden, ‘müslüman‘ lâkaplı bir akrabamız vardı. 90’larda memleket taşrasında ne kadar ‘bad boy‘ olunursa işte o kadar bir yandan yemiş ‘bad boy‘ prototipiydi, bu sakallı, deri montlu, canti ve de karanlık abimiz.

İşin güzel tarafı, o gece maçı seyredenler arasında onun da bulunmasıydı. En kıyak yorumları o yapıyor, en şahane benzetmeleri o salıyordu çocuk dimağımızın göbeğine. Zaten, mesela Littbarski’nin koşu stilini ‘56 model Lamborghini‘ye benzeten o adam da olmasa, çekilecek maç değildi.

Garibaldi İtalya’yı birleştirmedi, Afrika’yı böldü

1990 @iFifaWorIdCup

1990’da turnuva İtalya’daydı. Kahramanımız Maradona Napoli’de oynuyordu. Napoli, Milano deplasmanına geldiğinde çokbilmiş Milanolular, ‘Avrupa’ya hoşgeldiniz‘ pankartları açıyor, bazı küstah Kuzeyliler daha da ileriye giderek, “Garibaldi İtalya’yı birleştirmedi, Afrika’yı böldü” deyip akıllarınca dalga geçiyordu güneylilerle.

Eh kelimenin bu galaksideki bütün gerçek ve mecazi anlamlarıyla, Maradona’dan daha ‘Afrikalı‘ bir futbolcu gelmiş midir bu âleme?

Napoli’de oynanan Arjantin-İtalya yarı finalinde, İtalya’nın Afrikalıları kendi takımlarını değil Maradona’yı tutuyor, Maradona ve arkadaşları da onları yüz üstü bırakmayarak penaltılarla finale çıkıyorlardı.

O Arjantin bu Arjantin değil

Heyhat, 1986’yı silip süpüren Arjantin değildi bu, daha turnuvanın ilk maçında Kamerun’a kaybetmişlerdi. Maradona dört yaş yaşlanmış, Maradona’yı destekleyen yardımcı oyuncuların kalitesi düşmüş, Almanlar ise en iyi yaptıkları şeyi yapıp hatalarından ders alarak kendilerini geliştirmişti.

Roma’daki maçın kadrosunda takımın Maradona’dan sonra en etkili hücum silahı olan Caniggia cezası nedeniyle bulunmazken, Kayzer Beckenbauer’in adamları 86’nın aksine favori olarak çıkıyorlardı maça.

Elbette o maçın ayrıntılını hatırlamam mümkün değil, ama bugün görüntülere yeniden bakıp, maç yazılarına göz atınca; maça damgasını vuran adamın Maradona değil, ona maç boyunca adım attırmayan Guido Buchwald olduğunu görüyorum.

1990 @VintageFooty

 Böyle maça böyle hakem

Almanya’nın da önceki maçlara oranla daha tedbirli oynadığı karşılaşma, 64. dakikada Arjantinli Munzon’un kırmızı kartından sonra (bir Dünya Kupası finalindeki ilk kırmızı kart) oyun tamamen Almanya’ya dönüyor. Gerçi Almanların da Haesler ve Littbarski’nin ufak tefek kıpırdanmaları dışında ahım şahım bir pozisyonu yok ama ne oluyorsa 84. dakikada oluyor işte.

Almanya’nın hızlı atağında, Völler on sekizde Sensini’den sıyrılmaya çalışırken yerde kalıyor. Atak hızlı geliştiği için pozisyonu hayli uzaktan takip eden Meksikalı hakem Edgardo Codesal, o arşivlere giren kendine özgü jestleriyle beyaz noktayı gösteriyor.

Sonrası buz gibi Andreas Brehme’nin, sanki Dünya Kupası finalinde değil de mahalle maçında atıyormuşçusuna rahat ve soğukkanlı penaltı golü ve Almanya’nın üçüncü dünya şampiyonluğu. Penaltı kararı ise halen tartışılıyor.

1990 @EvertonRecords

Maçın künyesi

Roma Olimpiyat Stadı, 8 Temmuz 1990

Arjantin: Goycochea Basualdo, Lorenzo, Simon, Serrizuela, Ruggeri (Monzon 45), Burruchaga (Calderon 53), Sensini, Dezotti, Maradona, Troglio.

Batı Almanya: Illgner Berthold, Brehme, Kohler, Augenthaler, Buchwald, Littbarski, Hassler, Voller, Matthaus, Klinsmann.

Hakem: Edgardo Codesal (Meksika).

Gol: Andreas Brehme (85’, pen.)

Maç özeti

Kategori:Brasil2014

SON HABERLER

13 Mayıs taklit-tağşiş listesi: Uygunsuz bulunan sucuklar

Tarım ve Orman Bakanlığı, 13 Mayıs tarihli taklit-tağşiş yapılan gıdalar listesine yedi sucuk ekledi.

Gram altın güne nasıl başladı – 14 Mayıs 2025

Bir gram altın şu an (saat 9:01) 4.028,80 liradan işlem görüyor.

Dolar ve avro güne nasıl başladı? – 14 Mayıs 2025

Liranın dolar ve avro karşısında eriyişi sürüyor. Dolar/TL 38,7885 seviyesinden ilerliyor, avro/TL 43,4304 seviyesinden güne başladı.

Yedi ile sarı kodlu sağanak yağış uyarısı

Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM) yedi ile sarı kodlu sağanak yağış uyarısında bulundu.

İran, İstanbul'da Britanya, Fransa ve Almanya'yla nükleer anlaşmayı görüşecek

İran, İstanbul’da nükleer anlaşmanın Avrupalı tarafları Britanya, Fransa ve Almanya’yla 16 Mayıs’ta dışişleri bakan yardımcıları düzeyinde görüşecek.

Brezilya, Kupa'ya ev sahipliği yaptığına bin pişman: Üçüncülük Hollanda'nın
Finalin hakemi belli oldu

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 2 bin 752 gündür hapiste

YAZARLAR

Yeşil zeytini neden yemedin Sait?

Ayhan Tinin

Editör eksikliği fazlalık yaratır

Mustafa Dağıstanlı

Anne dediğin başlangıçtır

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Dilsiz bir ülkenin çığlığı

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Sırrı Süreyya Önder'in 'Cumhuriyet' eleştirisi üzerine…

Murat Sevinç

Silmek isteseler de silemezler

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Füruzan'ın röportajlarındaki dil dikenleri

Mustafa Dağıstanlı

GÜNÜN 11’İ

Pınar Erişen: İnsanları 'elitist ve seçkinci' diye aşağılamak geri kalmış toplumların ortak hatası

Esfender Korkmaz: Hükümetin sıcak para sevdası geçmezse, ekonomik istikrar hiçbir zaman gelmeyecek

Mustafa Yalçıner: Ortadoğu'ya gezisine rağmen Türkiye'ye gelmiyor ve dışişleri bakanını yolluyor

Fatih Yaşlı: Lozan'la derdi olan diğer aktör Türkiye İslamcılığıdır

Alaattin Aktaş: Merkez Bankası'nın on günde 15 milyar net kayba uğradığını söylemek yanlış olmaz

Yusuf Ziya Cömert: Öcalan DEM'in başına mı geçecek?

Zeynep Aktaş: Altın ve döviz bazlı fonlar portföy dengesi sağlıyor

Recep Genel: Avrupa'da en çok gayrimenkul alan milletler arasında Türkler ön sıralarda

Çiğdem Toker: Şu ana kadar 'terörsüz Türkiye' kavramının demokratik değerleri içerdiğine dair bir emare göremedik

Elif Çakır: Hakikaten de Bahçeli sözünün eri çıktı

Öztin Akgüç: Yabancı sermayenin yararından çok sakıncaları

  • 9 SORUDA
  • YAZARLAR
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DİKEN ÖZEL
  • DİKEN'E TAKILANLAR
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • KEYİF
  • MEDYA
  • POPÜLER BİLİM
  • SANAT
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 10 YAŞINDA
  • Künye
  • İletişim
  • Gizlilik ilkeleri
  • Çerez politikası

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi

×