İmam hatipler daha AKP, AKP olarak ortaya çıkmadan önce de Kenanizmin de işbirliğiyle, İH’leri Milli Eğitim’in gözbebeği kuruluşlar haline getirip, kendi arka bahçesi olarak kullanılmıştır. Daha sonra AKP, gerçek yüzüyle AKP olarak iktidara oturunca da imam hatiplere diğer okullarından daha fazla kaynak ve imkan sağlayarak, bunların saylarını artırarak, bakanlık içinde bu odaktan yetişmiş olanları köşe başlarına getirerek, politikasını sürdürürken, öğrencileri, istemedikleri halde ayak oyunlarıyla buralara yönlendirmeye çalışırken, velilerin tepkisini çekmiştir.
İmam hatipler sorununa eğilir ve bunu çözmeye çalışırken, olayların bu yönünü de gözden kaçırmamak gerekir. Evet, imam hatipleri bir bütün olarak suçlamak, doğru değildir. İmam hatipten çıkmış, nice demokrat, laik, Amerikan emperyalizminin oyuna düşmeyecek kadar uyanık kişi vardır. İmam hatip okullarından yetişmiş ilerici kişiler de mevcuttur. Ama İH’ler aynı zamanda AKP’nin saldırı silahı da olmuştur. Oyunun bu yönünü de görmezden gelmeyelim. Ve unutmayalım ki AKP dini korumuyor, yağmayı talanı, Emre Hoca’nın 30 Ağustos tarihli yazısında da belirttiği gibi, yolsuzluğu koruyor.
AKP bu politikasını uygularken kutsal kalkanının ardına saklanmaya çalışıyor. Oysa, AKP’nin kutsalı yoktur.
“Sallıyorum her gün birkaç tane Bakara, makara” diyeni baştacı edenin kutsalı mı olurmuş?
Geçiniz efendim, geçiniz!