Aynı büyüklükteki deprem karşısında iki değişik ülkedeki yıkım birbirinden çok değişik boyutta olabildiğine göre, her ülkenin uğrayacağı deprem afetinin kitabını söz konusu ülkelerin halkları yazıyor demektir. Özellikle 1999 depreminden sonra bilincine varılan bu husus sıkça dile getiriliyor. Deprem bölgesinde olan ve depreme dayanıklı bina nasıl yapılır artık bilen Türkiye’de binaların büyük sarsılmalarda tuz buz olması doğrusu Türk halkının bu konuda yaptıklarının pek de övgüye değer olmadığını gösteriyor.
Doğrusu deprem ve depreme dayanıklı yapı konusunda çok duyarlı olmayan Türk halkının 1999 depremiyle bilinçlenmesi bekleniyordu.
Ama öyle olmadı. 1999 depremi de gerekli uyanışı sağlamadı, depreme dayanıklı bina konusunda ileri adım atılamadı. Bu alanda, yapıların depreme dayanıklılığı artırılacak yerde, çürüklüğün normal sayılmasını ve kâğıt gibi bina yapılmasına icazet verilmesini öngören imar afları birbirlerini izlediler.