ALİ DAĞLAR
Gezi eylemleri sırasında Eskişehir’de esnaf-polis işbirliğiyle dövülerek öldürülen Ali İsmail Korkmaz’ın davasında yerel mahkemenin kararını usul yönünden bozan Yargıtay’ın ilamına Diken ulaştı.
Korkmaz’ı kasten öldürmekten hüküm giyen beş sanık hakkındaki mahkumiyetin, tutuklu polis memuru Mevlüt Saldoğan’ın avukatına ek savunma hakkı tanınmadığı gerekçesiyle usulden bozulduğu belirtilirken, tahliye talepleri reddedilen beş sanık için hükmolunan cezanın altında bir ceza beklenmiyor.
Aile, cezanın ‘kasten yaralama sonucu ölüme neden olma’ değil ‘kasten öldürme’ suçundan verilmesi, savcı ise cezanın indirilmesi talebiyle temyize gitmişti.
Tutuklu polis memuru Saldoğan hakkında kasten öldürmeden dava açıldığını ama ağırlaştırılmış yaralamadan ceza verildiğini hatırlatan Yargıtay 1. Ceza Dairesi; Saldoğan’ın kasten öldürmeden savunma yaptığını ama ağırlaştırılmış yaralamadan ek savunma verilmediğini vurgulamıştı.
Savcı onama istemişti
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, sanık polis memurları hakkında yerel mahkemenin verdiği cezaların onanmasını istemişti.
Güvenlik nedeniyle Kayseri’ye alınan dava, 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmüş, tutuklu sanık polis memuru Mevlüt Saldoğan’a, ‘kasten yaralama sonucu ölüme neden olma’suçundan suçundan 13 yıl hapis cezası verilmişti. Bu ceza daha sonra ‘iyi hal’nedeniyle 10 yıl 10 aya düşürülmüştü.
İsmail Koyuncu, Ramazan Koyuncu ve Muhammet Vatansever’e altışar yıl sekizer ay, tutuksuz yargılanan polis memuru Yalçın Akbulut’aysa 10 yıl hapis cezası verilmişti.
Yargıtay ilamı
“…temyiz edenlerin sıfatları ve başvurularının kapsamına göre; sanıklar Mevlüt Saldoğan, Yalçın Akbulut, İsmail Koyuncu, Ramazan Koyuncu, Muhammet Vatansever hakkında kasten yaralama sonucu ölüme neden olma, sanık Ebubekir Harlar hakkında bu fiile yardım suçlarından kurulan mahkumiyet hükümleri ile sanıklar Şaban Gökpunar ve Hüseyin Engin hakkında kasten öldürmeye yardım suçundan kurulan beraat hükümleri yönünden yapılan incelemede; A-Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun Dairemizce de benimsenen 22.01.2013 tarih, 2012/3-1469 Esas-2013/19 sayılı kararında belirtildiği üzere delillerin tartışılmasında sanık müdafiine söz hakkı verilmesindeki sıraya aykırılık nispi bir hukuka aykırılık oluşturmakla birlikte iddia makamının esas hakkındaki mütalaasını açıkladığı 26.11.2014 tarihli celsede sanık Mevlüt Saldoğan müdafii Avukat Mutlu Karayılan’ın esas hakkında yazılı beyanda bulunmak için süre talep ettiği, 22.12.2014 havale günlü savunma dilekçesini verdiği, bir sonraki celse olan 26.12.2014 tarihli oturuma bu sanığın katılamadığı, müdafiinin de bildirdiği mazeretin kabul edildiği, ancak hükmün açıklandığı son celsede hazır bulunmasına ve talebi olmasına rağmen sanık Mevlüt müdafiine esas hakkındaki savunmasını tamamlama imkanı tanınmaması suretiyle CMK’nun 216/1. maddesine aykırı davranılması,
Tahliye taleplerine ret
B- Sanık Mevlüt Saldoğan hakkında kasten öldürme suçundan TCK.nun 81/1. maddesi gereğince cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmasına, Cumhuriyet savcısının esas hakkındaki mütalaasında aynı maddeden hüküm kurulmasının talep edilmesine rağmen ek savunma hakkı tanınmadan TCK.nun 86/1,3-d maddesi yollamasıyla 87/4. maddesinin 2. cümlesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi suretiyle CMK.nun 226. maddesine muhalefet edilmesi, Usule aykırı olup, sanıklar Mevlüt Saldoğan, Yalçın Akbulut, Muhammet Vatansever, İsmail Koyuncu, Ramazan Koyuncu, Ebubekir Harlar müdafileri, katılanlar vekilleri veo yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden sair yönleri incelenmeyen sanık Mevlüt Saldoğan hakkındaki hükmün bu nedenle, diğer hükümlerin ise bağlantı nedeniyle BOZULMASINA, bozma nedenine, temyiz incelemesi dışında tutuklulukta geçen sürelere nazaran sanıklar Mevlüt, Yalçın, İsmail, Muhammet ve Ramazan müdafilerinin tahliye istemlerinin REDDİNE, 27/01/2016 gününde oybirliği ile tarar verildi.”