Siyasi eleştiriyi tahammülsüzlükle bezeme, doğru siyasi duruşu ötekine, (örneğin Erdoğan’a, AK Parti’ye) dokunmama, bakmama, temas etmeme esasına indirgeyen, eleştiriyi ve siyasi mücadeleyi küfürle özdeşleştiren tutum, bugün seküler dünyanın hakim ve kendisini tümüyle siyasi denklem dışında duran davranış biçimi.
Bu kesimde travmanın, kronik kayıpların yarattığı anomali bu. Bu, laik kesimdeki son yılların demokratik kazanımlarına rağmen böyle…
Muhafazakar kesimde travma, “kazanamayan galip psikoloji”siyle ve tehdit ruh haliyle öne çıkıyor. Nitekim muhafazakar kesimdeki iç demokratik değişime rağmen, sert çekirdek, ana zihniyet çekirdeği bu açıdan, derin bellekte olduğu yerde duruyor.
(…) Bir taraftan muhafazakar kesim, kendisini, ‘olan’ın dışına itip, bir ‘bilinmeyen’in itici güç olduğu komplo teorilerine yaslanıyor…