Kimlik politikası, mağdur kimlik ya da hakim kimlik hangisi olursa olsun, siyasete kendi alanını faydacı yöntemler dahil genişletmeyi hedefleyen ‘bir güç mekanizması olarak’ bakan bir anlayıştır.
Bildik bir politikadır.
Kimlik politikaları, ki bundan hiçbir grup ve kesim muaf değildir, (ister etnik, ister Kürt, ister İslami ya da muhafazakar veya laik, seküler) değer etkileşiminin değil, çatışmasının göstergeleri oldular.
Çağdaşlık ve demokratlığı, kendisine benzeyeni talep eden ve yücelten, farklı olanı yargılayan ve dışlayan bakış açısı, yaşadığımız tüm sosyolojik devinime ve değişime rağmen sert bir zihniyet çekirdeği olarak gücünü koruyor.
Kim olursak olalım, nerede durursak duralım, örnekleriyle ortada olduğu gibi bu çarkın aracı olmaktan kaçmak kolay değildir.
Ama mümkündür.
Yeter ki, haklı ya da haksız, bu istikamette alınan tavırların en büyük faturasının özgürlük iklimine çıktığını fark edelim.