Gülen cemaatinin devlet içinde örgütlenme biçimi ve eylemlerinin hukuk devletinin tüm ilkeleriyle çeliştiği, demokrasinin önünde ciddi bir sorun oluşturduğu, sistemin otoriterleşmesinin ve devlet faaliyetlerinin keyfileşmesinin temel unsurlarından birisi olduğu her akli selim sahibi için açıktır.
Buna karşın bu yapıya karşı verilecek mücadelede hukuk ve demokrasi sınırlarının zorlanması da en az bu yapının kendisi kadar kabul edilemez bir durum oluşturmaktadır. Ve sonuçları itibariyle hukuk devleti ve demokrasiye ilişkin benzer bir tahribat yapmaktadır. Nitekim HSYK Yasası’nda yapılan değişiklikler, Bank Asya’yla ilgili önlemler bu tür bir tahribata işaret etmektedir. Olağanüstü tedbirlerin sıradanlaşması ve daimileşmesi riskini üretmektedir.
Son operasyonu da bu çerçeveye oturtmak, çifte otoriterleşme baskısının iki yönünü teslim etmek gerekir. Bu açıdan bakıldığında soruşturma hali ne kadar doğalsa, dizi senaristlerinin soruşturmaya dahil edilmesi ve gözaltı işlemi siyasi, simgesel, hukuki her anlamda yanlıştır. Suçun ve suç ithamının şahsiliğinin ötesine geçildiğine ve özgürlüklerin hedeflendiğine dair bir kanı uyandırmaktadır.