Dünyanın herhangi bir ülkesinde herhangi bir eğitim sistemine asla sıfırdan başlanmaz. Her ülkenin eğitim sisteminin bir geçmişi ve bir de vizyonu vardır. Yapılan tüm hamleler bu geçmişe ve vizyona göre yapılır. Gelgelelim 2002’den beri ülkemizde eğitim üzerine yapılan her hamle bu esasın tam aksi yönünde gerçekleşti ve gerçekleşmeye devam ediyor. Bu yüzden eğitim sistemimizde müthiş gerileme içindeyiz; öyle ki, içinde bulunduğumuz günlerde sıfır noktasının bile gerisine düştüğümüzü söylemek hiç abartı olmaz!
Bu gerçeklik içindeyken geçen hafta kurucu parti tarafından 24 saat kesintisiz bir şekilde eğitim sistemimizin hemen her sorununa değinilen Eğitim Maratonu adında kapsamlı bir etkinlik yapıldı. Düzenleyenlerin bu isimle neye işaret etmek istediklerini bilemiyorum ama bu adlandırma, hem eğitim sistemimizin içinde bulunduğu sorunlar karşısında maraton mesafesi uzunluğunda yol almamız gerektiğini hem de demokrasi kültürünün yapı taşı olan eğitimin antik dünyada demokrasi güçlerinin kazandığı ilk büyük savaş olarak simgeleşen Maraton Savaşını zihinlerimize getirmesi bakımından kanımca çok isabetli bir seçimdi.
Kayıtlarını YouTube üzerinden izleyebileceğiniz bu maraton boyunca, onlarca başlık altında birçok konu masaya yatırıldı. Bu konularda 100’den fazla uzman ya da ilgili kişi konuşma yaptı.
Ülkemizde nitelikli ve verimli bir eğitim üretimine doğru ilerlemek için mevcut durumumuzun süratle değerlendirilmesi ve eğitim kurumlarımızın oldukça derinlemesine bir şekilde yeniden düşünülmesi adına böyle bir etkinliğin yapılmış olması büyük önem taşıyor. Çünkü açıkça itiraf etmeliyiz ki, eğitim, ülkece üzerinde en az düşündüğümüz konudur!