TÜİK’in 15-34 yaş arasındaki nüfusun yüzde 26’sının adeta boşta gezdiğini ortaya koyan verilerinin nisan, mayıs ve haziran aylarının ortalamasını gösterdiğini dikkate almakta yarar var.
Yani bu verilerde işsizlikte haziranda ortaya çıkan tırmanma ancak üçte bir kadar etkili. Hatırlanacaktır, işsizlik oranı haziranda mayısa göre 0.7 puan birden artarak yüzde 8.5’ten yüzde 9.2’ye çıkmıştı. İşsizlikteki bu hızlı artış ekonominin stagflasyona doğru gittiği yolundaki kaygıları artırmış, hatta sürecin slumpflasyona kadar uzanabileceği dile getirilmeye başlanmıştı.
Haziranı geride bırakalı çok oldu ama hazirana ilişkin bazı verileri kağıda dökülmüş halde ve resmi bazda ancak görebiliyoruz. İşsizlik oranının haziran sonrasında daha da yükseldiği tahmin edilmekle birlikte resmi veriler bir ay sonra çıkacak. Hele hele ne eğitimde ne istihdamda olanlara ilişkin üçüncü çeyreğin verileri ancak kasımda belli olacak. Hazirandaki görece yüksek işsizlik oranı ve bu çerçevedeki olumsuzlukların ikinci çeyrek verilerine ancak üçte bir oranında yansıdığını belirttim.
Hazirandaki olumsuzluğun sonraki aylarda da devam ettiği göz önünde bulundurulursa kasımda açıklanacak üçüncü çeyrek verilerinde ne eğitimde ne istihdamda olanlara ilişkin daha olumsuz bir tablo görme olasılığın yüksek olduğunu söylemek pekala mümkün.