İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, CHP, İYİ Parti, Demokrat Parti, DEVA Partisi, Saadet Parti ve Gelecek Partisi’nden oluşan ‘altılı masa’nın cumhurbaşkanlığı seçimine ortak aday belirlemede ‘noter olma görevi’ olmadığını söyledi.
Habertürk’te Fatih Altaylı’nın sunduğu ‘Teke Tek’ programına katılan Akşener, ‘altılı masa’ya ‘cumhurbaşkanı adayını belirleme görevini verip kendini bağlayan’ın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olduğunu söyledi.
Daha önce Diken’e konuşan İYİ Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz da ‘masanın aday belirleme görevi olmadığını, bu misyonun Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları sonrası yüklendiğini’ söylemişti.
Akşener’in bugünkü açıklamalarından öne çıkan satırbaşları şöyle:
* 2018’deki ‘millet ittifakı’nın oluşmasının başka bugün ‘altılı masa’nın şartlarının oluşması başka. Kemal Bey dedi ki, ‘Bu masa cumhurbaşkanı adayını tespit edecek.’ Bu masaya bu görevi verip, kendini bağlayan sayın Kılıçdaroğlu. O masanın bir noter olma görevi yok.
* Sayın Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı tarifi vardı. Ben ona hep katıldım. Benim söylediğim bir şey daha var: Kazanacak bir aday. Aklı başında, devlet deneyimi olan, bugünkü tuhaflıklara müsaade etmeyecek.
* 1946’daki Türkiye’yi yaşıyoruz şu anda. Nasıl DP 47’de Hürriyet Misakı yayınladıysa, bugün 6’lı Masa o Hürriyet Misakı’nın bir görüntüsü, parçası. Bu çerçeve içinde elbette bir aday ortaya konacak.
‘Feragatimden pişman değilim’
* Sayın Kılıçdaroğlu’nun adaylığı koyma hakları var. Diğer genel başkanların da hakkı var. O masada bir tek ‘Ben aday değilim’ dedim. Bu bir feragattır. Bunu yaparken tek adayla, kazanacak adayla gitmenin, ucube sistemi en kısa sürede değiştirmek için mutlaka cumhurbaşkanlığını kazanmak, bir de geçiş için, parlamentoya geçiş için ikili bir düzenek bu.
* Bunu savunmanın içindeki samimiyet anlaşılsın diye bir feragat yaptım. Hiç pişman değilim. Vatandaş benim o masadaki samimiyetimi anladı, ‘Ben Başbakan olacağım’ dedim ama ne Kemal bey ve diğerleri pazarlık yapmadım. Sandıktan birinci çıkarsak o olabilir. Yoksa söz konusu değil. Çıkmadığı takdirde böyle bir hak hukuk yok. Buradaki samimiyeti vatandaş fark etti. Bu fark edildi, kabul edildi, saygı görüyor.
‘Kılıçdaroğlu’nun İzmir mesajı ‘altılı masa’ya değildi’
* Sayın Kılıçdaroğlu’nun İzmir’de yaptığı konuşmayı çeşitli şekillerde yorumladı herkes. Partisine verdi mesajı. Bizim partimiz bunu kendi partisine mesaj olarak değerlendirmeyi tercih etti. ‘Altılı masa’ya böyle bir mesajın verilmesi doğru değil.
* Kemal bey son derece nazik saygılı bir insan. Çünkü o masa noter değil. Kemal bey adaylığını söyleyebilir, orada sorun yok. Diğer arkadaşlarımız da söyleyebilir, başka insanların da adı gelebilir. Tartışılır, karar verilir. Bu yöntemi öneren, isteyen ve kendini bağlayan sayın Kılıçdaroğlu’dur.
* O masada CHP ‘tamam ben kalkıyorum’ diyebilir. Buna da saygı duyulur, ama ben böyle bir şey olacağını zannetmiyorum. O masada herkesin fikrini söyleyip, kabul edenler, etmeyenler haline döner.
‘Yavaş ve İmamoğlu’nun hakkında olumsuz düşünceye sahip değilim’
* Ne sayın Yavaş’ın ne sayın İmamoğlu’nun hakkında olumsuz, diğer belediye başkanları da dahil olmak üzere olumsuz düşünceye sahip değilim. 31 Mart’taki seçimin aklı, stratejisi bizden. ‘İttifakla gidelim’ fikrini CHP’ye götüren biziz. Sayın İmamoğlu’nun aday olmasını sağlayan ben değilim. Sayın Kılıçdaroğlu onu ferasetli bir şekilde aday gösterdi. Şahıs olarak ben çalıştım.
* Ankara’da sayın Yavaş’ın adaylığı konusunda da gayretlerimiz oldu bizim aday olsun diye. Bu arkadaşlarımız kazandı. Doğru pazarlayabilirler, pazarlayamazlar, eksiklikler, gedikler olur amma velakin bu arkadaşlarımızla ilgili yolsuzluk üzerinden bugüne kadar ortaya çıkarabilmiş bir durum yok. İftiralar olur falan hele enselerinde iktidar varken.
‘Adaylıklarına itirazımız yok’
* Sosyal belediyecilikte gayet iyiler. Aday olmalarıyla ilgili de bir problemim yok. Bir yıl evvel önce bu iki arkadaşımızın ismi önde gidiyordu. İki arkadaşımızın seçmeninin taraftar haline dönmesi yarına yönelik problem yaratır dedim. İster Mansur Bey, ister Ekrem Bey aday gösterilecekse biz varız, ‘İtirazımız yok’ dedim. Aday olurlar, olmazlar, aslolan kazanmaktır.
* Kazanmak önemli. Çok endişem var. Türkiye’de insanlar nefes alamıyor, çocuklar nefes alamıyor.
‘Borç vardıysa biz 31 Mart’da ödedik, hatta alacaklı hale döndük’
* Bizim (CHP’ye) borcumuz yok; çünkü eğer borç vardıysa biz 31 Mart’da ödedik, hatta alacaklı hale döndük. Biz hiçbir belediyede, koskoca İstanbul Belediyesi’nde iki genel müdür, iki genel müdür yardımcısı haricinde bir şeyimiz yok. Bizzat bunu ben istedim. Ankara’da da sayın Mansur Yavaş’tan telefon açıp, bir kişinin genel müdürlüğüne dair talebim olmadı.
* O masada insanların, siyasi geleneklerin tabanların da gülümseyerek oturmalarını sağlayan, CHP’ye gece gidip 15 milletvekilini istedim. Ama sayın Kılıçdaroğlu’na ölünceye kadar teşekkür edeceğim, bu başka bir şey. Bu Türkiye’ye dahil, CHP’ye tırnak içinde yasakçı zihniyet diye yapılan propagandasını yıkan tavır oldu.
‘İsterlerse biz kalkarız HDP’yi oturtabilirler’
* Sayın Erdoğan ile sayın Bahçeli bizi yerli milli ilan edip, birisi yuvaya öbürü de kendi yanına davet etmiş olmasına rağmen net şekilde hayır demiş vatandaşım. Burada bir gölge boksu var. İYİ Parti’yi iki grup HDP’yle dövüyor. Birincisi iktidar partileri onu anlıyoruz. O arkadaşlarımızın, özellikle AK Parti’nin yöneticilerinin kavramsal bilgileri sıfıra yakın olduğu için öyle bir çirkin, pis dil gelişti ki, Kürtlere hakaret ediliyor kimse farkında değil.
* Kürtler eşittir PKK’lı haline getiriliyor. Israrla bir şey söylüyorum Cumhur İttifakı ne yapsa yapsın bizim milliyetçiliğimizden, vatanseverliğimizden kimsenin şüphesi yoktur, olamaz, olamaz. Ne ben ve ne arkadaşlarım Kürtleri incitecek tek kelime etmeyeceğiz.
* HDP’nin o masada olmasını söyleyen bizi terbiye etmek isteyen bir kesim var. İYİ Parti’nin bu sistemin engeli olduğunu düşünüyorlar ise, onu da o masa kabul ediyorsa dolayısıyla biz kalkarız HDP’yi oraya oturtabilirler. Biz buna saygı duyarız. Ama biz orada olursak olmayız. HDP de zaten aynı şeyi söylüyor, onlar oradaysa biz olmayız diyorlar. Bunun sonuçta Türkiye’de yaşayan Kürtlere yönelik haksızlık olduğunu, tamamının HDP’li gibi bir çuvala doldurulmasının haksızlık olduğunu söylüyorum. Herkesin haddini bilmesi gerekiyor. PKK eşittir Kürtler olamaz.