Sandığa atılacak oylarla çatlatılacak, patlatılacak düşman kadrosu tam boşalmışken imdada yetişen hızır, AİHM olamaz mı!… Uluslararası mahkeme, münhal ‘dış güç’ kadrosunu bir anda dolduruverdi.
Şimdi iç rahatlığıyla, bu seçimde taşlanacak şeytanın bulunduğu söylenebilecek. Vatandaşın huzur-u kalple sandığa gidip bu AİHM hadsizine haddini bildirmesi istenebilecek.
İç işlerimize karışma ve egemenliğimize müdahale cüretkarlığına halkın kızması sağlanabilecek. Ülkemizin bekasına kasteden bu tehdide en güzel cevabı sandıkta vermek üzere, kızıştırılabilecek millet.
Hukukla alakası yok yani, ilm-i siyaset diyorlar buna. Erdoğan’ın ‘bizi bağlamaz’ çıkışını doğru zeminde tartışalım o yüzden. Vatandaşın önüne iki seçenek koyabilecek siyaset. Ve ‘AİHM mi, benim adaylarım mı, seçiminizi yapın’ diye sorabilecek örtülü olarak.
İl ya da ilçe belediyesini kimin daha iyi yöneteceğine bakarak, parti ve adaylar arasında bir tercihte bulunmak zorunda kalmayacak seçmen. AİHM’le parti adayları arasında bir tercihe yönlendirilebilecek.
Oyunu, nispet olsun diye, AİHM’le kim savaşıyorsa ona verebilecek. Geçmişi hatırlatanların atladığı popülizm şu; bu zıtlaşmada tarafını seçecekse, kim seçer AİHM’i?