Bu yıl 51’incisini yaptığımız Altın Portakal, çirkin bir sabotaja kurban gitmek üzereymiş meğer. ‘Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek’ adlı Gezi belgeseli, güya ön jüriden geçtiği halde festival yönetimi tarafından yarış dışı bırakılmıştı…
Yönetmen Reyan Tuvi’nin duyurusuyla öğrendik ki olay, İngilizce altyazısındaki bir küfürden kaynaklanmış. Reyan Tuvi iki kelimelik küfrü çıkarınca sorun çözülmüş, belgesel de festivale yeniden dönmüş.
Pek hoş, pek âlâ da mesele bitiyor mu yani burada? İçeride küfre itiraz şerhi düşüp dışarıda sansür yaygarası basan o seçici kuruldan hesap sorulmayacak mı? ‘Bu ne pespayelik, bu ne kepazelik arkadaş’ denmeyecek mi? Burada sanat mı yapıyorsunuz, siyaset mi? Sansür kavgası mı veriyorsunuz, işi çirkefliğe vurup koca festivali zora sokmaya mı çalışıyorsunuz?
Küfürlü belgesel, ağzını yıkadıktan sonra festivale geri alındı, bu iyi haber… Velakin ‘Sansür var’ yaygarasıyla festivali sabote eden o belgesel ön jürisi, bir daha kapısından bile geçirilmemek üzere festivalden yollanmadıkça bu bahis kapatılabilir mi?