Şimdi sıfırdan başlayarak hem yüzde 50 artı 1’i yakalayabilecek miydi, belki daha önemlisi, yüzde 50 artı 1’in epey üzerine çıkarak, içinde ukde olan İstanbul yenilgisini unutturacak bir başarı sağlayabilecek miydi?
Ya bir de rövanşı verirse ve İstanbul yenilgisine benzer bir sonuç çıkarsa… Kırk katır mı kırk satır mı gibi bir durum. Şimdi ikili bir mücadele olacak. Birinciye göre daha sade bir kapışma… Bir tür düello. Ancak bu düelloda kılıçlar değil, halkın katılımı yarışacak. Rakiplerin vuruşması, kılıçla – bedenle değil, sözle, her türlü iletişim aracının devreye sokulacağı ikna ile gerçekleşecek.
Söz ve iletişim araçlarında belden aşağı vurmak, ne yazık ki önlenemiyor. Orada bir ahlaki hassasiyet çerçevesi oluşturulamadı.