Şimşek’in devir – teslimde ilk sözleri şöyle oldu:
“Hükümetimizin temel hedefi toplumsal refahı artırmaktır. Önümüzdeki dönemde, bu hedefe ulaşmada, şeffaflık, tutarlılık, öngörülebilirlik ve uluslararası normlara uygunluk temel ilkelerimiz olacaktır. Türkiye’nin rasyonel bir zemine dönme dışında bir seçeneği kalmamıştır. Kurala dayalı, öngörülebilir bir Türkiye ekonomisi, özlenen refaha ulaşmamızda anahtar olacaktır.”
Bunlar mesela Ali Babacan’ın, Bilge Yılmaz’ın, Serkan Özcan’ın, Kerim Rota’nın, İbrahim Çanakçı’nın…. Yani muhalefetin ekonomi kurmaylarının sözleri değil.
“Rasyonel zemine dönme dışında bir seçenek kalmadı” diyor sayın bakan. Yani “akıl zeminine dönmek”ten, “bundan başka seçenek kalmadığı”ndan söz ediyor. Bu sözleri sayın Nebati bizzat dinledi. Acaba daha sonra sayın Cumhurbaşkanlığı ofisinde nasıl değerlendirilmiştir?
“Epistemolojik kopuş” dendi resmen… Acaba “irrasyonel gidiş” deseydi sayın Nebati o ünlü konuşmasında ona eleştirel bakabilecek bir zihni dirilik sergileyebilir miydik?
“Şeffaflık, tutarlılık, öngörülebilirlik, uluslararası normlara uygunluk…. Bir de kurala bağlılık…. Bunlar temel ilkelerimiz olacak…” Yani yoktu, olacak…
Hele şu “uluslararası normlara uygunluk….” Tam bir “mandacı ekonomist” dili… Nerelerden nerelere geldik ya Rabbim!