Dikkat edilirse İmamoğlu şu bu…. Bütün mesele Tayyip Erdoğan etrafında dönüyor. “İstanbul’un kaybı” Tayyip Bey’i haddinden fazla öfkelendirdi. O öfke taban aşınmasının çok açık biçimde fark edildiği bugünlerde, bir başka “kaybetme kaygısı” ile bütünleşmiş durumda. Onun için de yargı vs… her şey devreye sokuluyor. Ama bu defa atılan hesapsız adımlar, başka bedelleri beraberinde getiriyor.
Siyasette güç zehirlenmesi genelde başkalarına karşı yapılan yanlışlarla ortaya çıkar. Demirtaş’ın, Kavala’nın Cumhurbaşkanlığı kürsülerinden açıkça en ağır ifadelerle suçlanması gibi. Buna güç yetirildi ve cezaevindeki insanlar bir kere daha dövüldü. Ama güç zehirlenmesi, gücün sahibinde de yıkımlar meydana getirir. Bunun en belirgin hali, muhakeme gücünün zaafa uğramasıdır. Gözlerin geleceği daha az görür hale gelmesidir.
Şu an derin bir şaşkınlık var, “Erdoğan efsunu”na tutulanlarda. Bir hakim sürüldü ama yerine gelenlerin “siyaseti tanzim kararı” da hesap hatasına yol açtı. Hangi hakim iyiydi, sürgüne gönderilen mi bu kararı veren mi?
Efsun bozulunca bir gün Türkiye, “Ekonomist Erdoğan”ın memleket ekonomisine ve tabii vatandaşın ekonomisine getiri – götürülerini de tartışacak.