Bir zihniyet, bir değerler bütünü ve bir yaşam tarzının hâkim, hatta baskın kılınmasını amaçlayan bu kültür savaşı hamleleri sayarken bunları yürütecek “kültür savaşçıları”nı da işaret etmeyi unutmadı.
Erdoğan, parti-devletinin desteklediği bu “kültür savaşçıları”, AKP’nin kültürel ve sosyal olarak hâlâ ve bir türlü iktidar olamama ıstırabının en somut göstergesi olan, bir karabasan gibi tahayyül dünyalarını esir almış olan “Gezi Parkı gençliği”nin tam karşısında yer alan, alacak olan gençlikti.
Geçmişte dindar nesil olarak tanımladığı bu kuşakları, şimdi millet, vatan, bayrak ve ezan dörtlüsü için yola koyulanlar olarak tanımlarken fethedici bir gençliğe işaret etti. Sosyal ve kültürel iktidarı fethetmek üzere hareket edecekti. Erdoğan parti-devletinin bindirilmiş kültürel kıtaları ve belki daha fazlası olacaktı.
Yeni Türkiye’nin “yeni kızıl elma”sı bir iç fetih savaşıydı. Milli ve manevi değerlere aykırı olduğunu iktidarın ilan ettiği toplumun yabancılaşmış kesimlerine karşı verilecek bir savaştı bu. Çoğunluğun da bunu oy vererek desteklediği varsayılan, sadece söz ve düşünce silahlarıyla değil, yargı, polis gücü ve müfredat zorlamasıyla da verilecek olan bir ülke içi fetih mücadelesiydi.