Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Başlatılan denetimlerle siyasi mühendislik yapıldığı konusuna da zerre kadar ikna olabilmiş değilim.
Eğer bu iktidar, planlı programlı bir siyaset mühendisliği yapmaya çalışsaydı…
Şöyle yapardı:
Sadece Mansur Yavaş’ın konserlerine inceleme başlatır, Ekrem İmamoğlu’nu es geçerdi.
Böylece muhalif kesimlerin “Bu iktidar Ekrem İmamoğlu’ndan daha çok Mansur Yavaş’tan korkuyor” diye düşünmelerini sağlardı.
Bu mühendisliğin amacı da ‘iki isim arasındaki mevcut gerginliği daha da arttırmak’ olurdu.
İşin şu kısmına da dikkat edelim:
Böyle bir denetim başlatılmadan önce Mansur Yavaş…
- Kişisel tarihinin en kötü günlerini geçiriyordu.
- Kendi partisinden bile ağır eleştirilere maruz kalıyordu.
- Her taraftan “Yok böyle konser parası” sesleri yükseliyordu.
Denetim başlatılınca ne oldu?
Mansur Yavaş, azıcık da olsa rahatladı.
Hemen mağdur pozisyonuna çekildi. “Benimle uğraşıyorlar” temasına daha da ağırlık verdi. “Benim verilemeyecek hesabım yok” türü meydan okumalara girişti.