Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Ama 1. Çözüm Sürecinde, KCK eş başkanı Cemil Bayık, 30 Kasım 2015’te BBC’ye verdiği röportajında güya “Önder Apo’yla hareketi vurmaya çalışıyorlar. Bunu hiçbir zaman başaramayacaklar. Pratiği yürüten biziz, pratikten biz sorumluyuz, Önder Apo sorumlu değil. Önder Apo’nun İmralı’da yapacağı bir şey yoktur o anlamda, Önder Apo, oradan ne hareketi yürütebilir ne pratiği yürütebilir, ne de bu konularda herhangi bir karar verebilir. Öyle bir şansı, öyle bir imkânı yoktur. Önder Apo’ya o imkânı tanımamışlardır. Önder Apo’yla hareketimizin herhangi bir ilişkisi yoktur” diyerek çözüm sürecinde Öcalan’ın kararını tanımayacaklarını açıklamış, kendilerinin muhatap alınması gerektiğini belirtmişti.
DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli ise: ‘Öcalan olmadan çözüm süreci olmaz, oyalanma süreci olur’ sözleriyle Bahçeli’nin “adres İmralı’dan DEM’e uzansın” sözlerini benimsediğini açıkladı.
Bu yüzden, gelişmelerin açıkça ortaya koyduğu gibi Yine Yeniden 2. Çözüm Süreci, kamuoyuna sunulmak istenildiği gibi Kürt Sorunu Çözümü değil, Öcalan merkezli kişiye özel bir çözüm olacak…
İyi ama ya bu süreçte Öcalan ölürse?
Anlaşıldığı kadarıyla, bu süreçte Öcalan, ölecek olursa bir çözüm süreci de olmayacak!
Açıkça anlaşıldığı kadarıyla çözüm sürecinin başarısı için muhatap alınan Öcalan’ın sağ olması şart!
İşte bu yüzden de Cumhur İttifakı, çözüm sürecinin başarısı için Öcalan’a uzun ömür dilemek zorunda…