Hatay Armutlu’da, Gezi eylemlerine destek için 3 Haziran 2013’te düzenlenen protesto gösterisinde polisin attığı gaz fişeğinin başına isabet etmesi sonucu yaşamını yitiren Abdullah Cömert’in (Abdocan) ölümüne ilişkin dava sekiz aydır açılmazken, ağabey Zafer Cömert, hazır olmasına karşın, Başsavcı’nın “Tatmin olmadım” diyerek iddianameyi geri çevirdiğini anlattı.
Abdullah Cömert ile Ahmet Atakan yan yana
Anne Hatice Cömert ile birlikte BirGün’den Abdurrahman Uyan’a konuşan Zafer Cömert, olay gününe ilişkin MOBESE görüntülerinde Abdocan’ın polise taş atılmasına karşı oluşturulan ‘insan zinciri’nde, Gezi eylemlerinde hayatını kaybeden isimlerden Ahmet Atakan ile birlikte yer aldığını anlatıyor.
‘Bakın kimi katlettiniz’
Zafer Cömert, Abdullah Cömert’in gaz fişeğiyle vurulduğu haberini aldıktan sonra, hastaneye nasıl gittiklerini şöyle anlatıyor: “Üstüm başım toz içinde, buğdayda çalışmışız. Çıplak ayak koşuyorum, soruyorum nerede? Annemlerin aşağıdan geldiğini gördüm ağlayarak. Aşağısı morg zaten, öldüğünü söylemeden anladık. O halimle döndüm polislere elimi açarak bakın dedim kimi katlettiniz, halimize bir bakın.”
Başsavcı ‘tatmin’ olmamış!
‘Akrep’ adı verilen polis aracından gaz bombasını atan polis memurlarının kimliklerinin tespit edildiğini, olayla ilgili görüntülerin yayınlanmasının ardından ‘sanık’ olarak ifade verdiklerini aktaran ağabey Cömert, iddianamenin hazır olmasına karşın Başsavcı’nın “Tatmin olmadım” diyerek geri çevirmesi nedeniyle, sorumlular hakkında tam sekiz aydır dava açılamadığını kaydetti.
Adli Tıp raporu da ‘gaz kapsülü’ dedi
Abdocan’ın ölümünün ardından bu kadar uzun zaman geçmesine karşın dava açılmamış olmasını “Yargılama yok, kayırma var” sözleriyle değerlendiren Zafer Cömert, “Abdocan’ın Adli Tıp raporunda gaz kapsülüyle öldürüldüğüne kanaat getirildi. Dava açıldığı zaman biz bu emri veren polis amirinden, emniyet müdüründen, Valisinden, İçişleri Bakanı’na, Başbakan’ına kadar suç duyurusunda bulunacağız” dedi.
‘Roboskili aileler de ailemiz, Metin Göktepe’nin de annesi annemiz’
Gezi eylemleri sürecinden hayatını kaybeden isimlerin farklı siyasi duruşlara sahip olmalarına ilişkin bir soruya ise, “Biz düşüncelerimizi, siyasi görüşlerimizi, siyasi düşüncelerimizi bir kenara bırakıp insan olarak konuya yaklaştık. Biz katledildik. Zalim bir katilin emri doğrultusunda katledildik. Ailemizden kardeşimiz eksildi ama 7 tane aile, 7 aile de değil aslında, milyonlarca insan. Roboskili aileler de ailemiz, Metin Göktepe’nin de annesi annemiz, Hrant Dink’in ailesi de ailemiz.” yanıtını verdi.