Ben “Eğitim”e, “Spor”a, “Kültür”e, “Aydınlanma”ya karşı biriyim.
Birileri beni, çocuklarımı “eğmesin”ler, “eğitmesin”ler. Biz “Raina” diyenlerden değiliz, dostlarımıza bile “Unzurna” diyenlerdeniz.
Mesela ben Hanefiyim. Benim “imam”ım, annesi ile daha sonra evlendirdiği üvey babasının öğretilerinin dışında, imameti değil, Hilafeti seçti. İşin ilginç yanı o Hilafet yanlısı idi, ama Halife tarafından öldürtüldü. O iki talebesi tarafından eleştirilince, “Ben size böyle mi öğrettim” demedi. Onları notunu kırmakla, “size icazetinizi vermem” demedi, “Eğer iki talebem birlikte (İmam-ı Muhammed ve İmam-ı Yusuf) bana itiraz ederse, siz onlara uyun” dedi. Yani hiçbir beşeri kuralı “Muhkem Nas” haline getirmedi. O bunun “İlahlık ve Rablik” anlamına geldiğini bilir. İlah “Hüküm koymak ya da Norm koyan”, Rab “Terbiye eden” anlamına gelebilir.