Bu kadar önemli bir görevden sonra Hakan Fidan’a elbette ki istifa et, evine git denilemezdi. Hizmetine, birikimine, uygun bir pozisyonun kendisine sunulması gerekiyordu. Vefa ve kadirşinaslık adına.
Ayrıca Hakan Fidan etkili bir operasyonel güce sahip, iyi yetişmiş bir isim. O nedenle tek gerekçenin, ”Yorgunluk” olduğunu sanmıyorum.
Davutoğlu’nun Dışişleri Bakanı olduğu dönemde MİT, başta Ortadoğu olmak üzere dış politikamızın sahadaki en önemli ayaklarından biri olmuştu. Başbakan Davutoğlu, Hakan Fidan’ı yanında siyaset arkadaşı olarak görmek istiyordu. Hakan Fidan da Davutoğlu kabinesinde yer alıp, ona siyasi mücadelesine omuz vermeyi amaçlıyordu.
Davutoğlu ve Fidan’ın birlikte siyaset yapma arzularının bu kararın alınmasında etkili olduğuna inanıyorum. Davutoğlu ve Fidan birlikte siyaset yaparak Cumhurbaşkanı Erdoğan’a daha güçlü destek olma arzularının bu süreçte etkili olduğuna inanıyorum.
Dışişleri Bakanı olarak yer alabileceği bir kabinede MİT’in yapılanmasından, çözüm sürecine kadar siyasi karar merciinde olmayı arzu edebilir. Keşke bunlar bir yol kazasına meydan verilmeden yapılsaydı. Çünkü Recep Tayyip Erdoğan gibi bir lider kolay bulunmuyor. Ahmet Davutoğlu ve Hakan Fidan gibi değerler kolay yetişmiyor.
Hakan Fidan olayının yıpratıcı bir hal aldığı görülüp, uhulet ve suhuletle hareket edilmesi gerekiyor. Unutmayalım “Sitem sevgiden doğar.”