Zor bölgelerdeki öğretmen açığı hiç bitmiyor!.
Bu durum, sadece Doğu ve Güneydoğu için geçerli değil.
İstanbul ve Ankara’nın kırsalında da öğretmen bulmak çok zor.
Hâlâ birleştirilmiş sınıflar var ve hâlâ küçük merkezlerde öğretmen tutmak mümkün değil.
Ya bir an önce kaçıyorlar ya da sabah gelip, akşam gidiyorlar.
Bir çoğu da okula üç dört gün uğruyor!..
Yani zor bölgelerde dayatmayla öğretmen tutulamıyor, kalan da yararlı olamıyor. Çünkü öğretmenlik sadece derse girip çıkmak değildir!
Bu çerçeveden bakıldığında, yeni atanan öğretmenlerin ya da eş durumu, aile bakımı, öğrenim gibi zorunlu mazereti olanların, kesinlikle zor bölgelere gönderilmemesi gerekir.
Yeni atanan öğretmen, daha mesleğe alışamadan, hayat koşullarının içinde eriyip gidiyor, mazereti olanların da aklı derste değil, doğal olarak yaşadığı sorunlar da oluyor.
İşte bu yüzden, yarardan çok zarar getiren bu dayatmacı uygulamadan vazgeçmenin zamanı geldi de geçiyor…