‘Bakanlar Kurulu Prensip Kararı’yla başlığıyla Meclis’e sunulan ‘Irak-Suriye Tezkeresi’ görüşmesi 98’e karşı 298 oyla kabul edildi.
Peki tezkerenin gerekçesi ve amaçları ne? Ne kadar süreyle geçerli? Tezkerede Suriye için ne deniyor? Partilerin tavrı ne?
9 Soruda ‘Irak-Suriye Tezkeresi.’
1. ‘Irak-Suriye Tezkeresi’yle ne amaçlanıyor?
1. Türkiye’nin ulusal güvenliğine yönelik terör tehdidi ve her türlü güvenlik riskine karşı uluslararası hukuk çerçevesinde gerekli her türlü tedbiri almak,
2. Irak ve Suriye’deki tüm terörist örgütlerden Türkiye’ye yönelebilecek saldırıları bertaraf etmek ve kitlesel göç gibi diğer muhtemel risklere karşı güvenliğinin idame ettirilmesini sağlamak,
3. Kriz süresince ve sonrasında hasıl olabilecek gelişmeler istikametinde Türkiye’nin menfaatlerini etkili bir şekilde korumak ve kollamak,
4. Gelişmelerin seyrine göre ileride telafisi güç bir durumla karşılaşmamak.
2. Neler öngörüyor?
1. Süratli ve dinamik bir politika izlenmesine yardımcı olmak üzere hudut, şümul, miktar ve zamanı hükümetçe takdir ve tayin olunacak şekilde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gerektiği takdirde sınır ötesi harekat ve müdahalede bulunmak üzere yabancı ülkelere gönderilmesi,
2. Yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunması, bu kuvvetlerin hükümetin belirleyeceği esaslara göre kullanılması,
3. Risk ve tehditlerin giderilmesi için her türlü tedbirin alınması ve bunlara imkan sağlayacak düzenlemelerin hükümet tarafından belirlenecek esaslara göre yapılması.
3. Süresi ne kadar?
Bir yıl; ancak öncekiler gibi yenilenebilir.
4. Gerekçeler ne?
1. Irak’ın kuzey bölgesinde silahlı PKK terör unsurlarının varlığı,
2. Suriye ve Irak’ta diğer terör unsurlarının sayısı ve ortaya koydukları tehditte artış
3. Türk toprağı kabul edilen Süleyman Şah Saygı Karakolu’na dönük güvenlik riskinin artması.
5. Önceki tezkereler ne zaman çıkmıştı?
İlk ‘Irak Tezkeresi’ 2007 yılında çıkarıldı. Tezkere altı defa uzatıldı.
Ayrıca 2012’de ‘Suriye Tezkeresi’ çıkarıldı. Bu tezkere de bir defa uzatıldı.
Mevcut tezkerede iki tezkerein yenilenmiş ve genişletilmiş hali.
6. IŞİD için ne deniyor?
Tezkerede, IŞİD, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2170 (2014) ve 2178 (2014) sayılı kararlarına atıfla anılarak şöyle deniliyor: “Söz konusu kararlarda IŞİD ve benzeri terör örgütlerinin faaliyetlerine karşı BM üyesi tüm ülkelere 1373 (2001) sayılı BM Güvenlik Konseyi kararı ve uluslararası hukuk çerçevesindeki sorumluluklarına uygun biçimde gerekli tedbirleri alma çağrısı yapılıyor.”
7. Suriye için ne deniyor?
Tezkere metninde IŞİD, adı anılarak tek bir cümlede geçerken AKP hükümetinin ‘düşman bellediği’ Suriye rejimine geniş yer ayrılması dikkat çekiyor.
Suriye için özetle şunlar yazılı:
1. Suriye rejiminin şiddet politikalarının insani, bölgesel güvenlik ve istikrar bakımından yol açtığı risk ve tehditler artmakta
2. Rejim, sivillere yönelik saldırılarını ayrım gözetmeksizin ve her türlü ağır silaha başvurmakta beis görmeksizin sürdürmekte
3. Suriye meşruiyetten yoksun iktidarını idame ettirebilmek amacıyla terör gruplarına destek vermekte; etnik ve mezhepsel aidiyetleri istismar etmek suretiyle toplumsal farklılıkları fiili çatışmaya dönüştürmeyi hedefleyen bir siyaset izlemekte.
4. Esad rejiminin desteği ve işbirliği sayesinde Suriye’deki faaliyetleri için uygun zemin bulan terörist gruplar, eylemlerini Irak’a da taşıyarak bu ülkeyi kaos ortamına ve istikrarsızlığa sürüklekte
5. Dolayısıyla Suriye rejimi kaynaklı tehditlerin kapsamı, terör tehlikesiyle birlikte genişledi; bölgesel ve uluslararası barış, güvenlik ve istikrara yönelik ciddi bir tehdit haline geldi
6. Suriye kaynaklı saldırılarda çok sayıda vatandaşımız hayatını kaybetti. Rejimin şiddet politikası ile terörist unsurların baskısı arasında sıkışan sivil halkın güvenli bir sığınak arayışı çerçevesinde ülkemize yönelme istidadı devam etmekte. Suriye’deki çatışma ortamının seyrine bağlı olarak göç hareketinin kapsamının genişleyerek kitlesel boyuta ulaşması ihtimal dahilinde.
7. Suriye rejiminin balistik füzeler dahil olmak üzere ağır silahlarla yapmakta olduğu saldırıların yol açtığı tahribat ağırlaşmakta, ülkemizi hedef alan saldırgan politikaları sürmekte.
8. Rejim, elinde bulundurduğu kimyasal silah stokları ve üretim tesislerinin imha sürecini sonuçlandırmadı. Buna ilaveten Suriye’de klor gazının ‘sistematik biçimde ve müteaddit defalar’ kullanıldığı tespiti kayda geçirildi
9. Rejmin 200 binden fazla insanı konvansiyonel silahlarla öldürmüş olması, ülkemizin ulusal çıkarlarına yönelik tehdit düzeyini göstermekte.
10. Türkiye rejimin ve terör gruplarının gerçekleştirebileceği her türlü saldırıdan, ayrıca Suriye’deki belirsizlik ve kaos ortamından en fazla etkilenebilecek ülke konumunda
8. CHP ve BDP neden ‘Hayır’ diyor?
CHP tezkerenin IŞİD’i yok etmeyi değil, Suriye rejimin devirmeyi hedeflediği görüşünde. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdarğlu, “Ülkemizi çok daha büyük tehlikelere sokacak maceralar peşinde olduğunun anlaşılması, CHP’nin bugün Meclis’te oylanacak tezkereye karşı olmasının tek nedenidir” dedi.
HDP ise ‘Hayır’ gerekçesini tezkerenin ‘Irak ve Suriye’de halkların eşitliği üzerinde yükselen demokratik rejimlerin oluşmasını hedefleyen politikalar yerine, Türkiye’nin bölge gücü olmasına dönük hegemonyacı bir anlayışı barındırması’na bağladı.
Parti, itirazlarını şöyle sıraladı:
1. Tezkerede IŞİD vurgusu yapılmıyor. Bu, Türkiye’nin IŞİD karşısında etkin bir tavır içerisinde olmayacağını ortaya koyuyor. IŞİD’i incitmemek için özenle seçilmiş ifadeler kullanılıyor, bütün IŞİD belirlemeleri sadece Birleşmiş Milletler belgelerine dayandırılıyo
2. IŞİD’i dengelemek adına isimlendirmeden PYD de ‘terör grupları’ arasında gösteriliyor, PYD ile IŞİD adeta eşitleniyor.
3. PKK ve PYD savunma güçlerinin kafa kesen IŞİD çeteleri ile birlikte anılması, hükümetin bölge politikalarına ve halklarına yönelik çarpık bakışının çok açık göstergesi.
4. Tezkere, Türkiye’nin hegemonya alanını büyütmek amacıyla hazırlanmış ve bu zihniyetle gerçekleştirilecek bir yol haritasının zeminini oluşturuyor. Türkiye’nin bir işgal gücü gibi komşularının topraklarına girmesi, oralarda halkların iradesini çiğneyerek ‘güvenli bölge‘ adı altında alanlar yaratması, o coğrafyada yaşayan halkların talebi de çıkarı da değildir. Bu tezkere dili itibariyle de, bölgedeki insanlık dışı ortama karşı mücadele eden halklara el uzatmak, onlara yardımcı olmak zihniyetinde değildir.
9. MHP neden ‘Evet’ diyor?
MHP tüm eleştiri hakların saklı tutmakla birlikte, ‘Türkiye halkının yanında olmak’ gerekçesiyle ‘Irak-Suriye Tezkeresi’ne ‘Evet’ dedi.