Sigara ve Sağlık Ulusal Komitesi (SSUK) e-sigaralarla ilgili kamuoyuna yanlış aktarılan bilgilerin doğrularını derledi.

9 Soruda…
1. IQOS ne?
‘I Quit Ordinary Smoking’ (Bildiğin Sigarayı Bırakıyorum).
Bu cümle dünyada en sık kullanılan tütün ürününün bırakıldığına dair bir algı oluşturabilir: “Ancak, sakın yanılmayalım! IQOS, ulus ötesi tütün şirketinin ürettiği, sigaranın dolduramadığı tütün pazarını geriletmemek, insanları, özellikle de gençleri tütün bağımlılığını başlatmak ve/veya sürdürmek için üretilmiş bir tütün ürünü. Uluslararası ve ulusal sağlık otoriteleri ‘Her türlü tütün ürünü hastalandırır, öldürür’ gerçeğini yaymaya çalışırken IQOS, tütün şirketlerinin bu gerçekle ilgili farkındalığı geriletmek için ürettiği çok sayıdaki ‘diğer’ tütün ürünlerinden sadece biri.”
IQOS, ısıtılmış tütün ve çoğu kansere yol açan sağlığa zararlı zehirli maddeler içeriyor. Güvenli dozu yok.
2. Tütün ürünlerinin zararlarını kıyaslamak doğru mu?
Kesinlikle yanlış. Tütün ürünlerinin hepsinin sağlığa zarar verdiğine dair bilimsel çalışma sonuçları var: “Hastalık ile ölüm arasındaki geniş yelpaze tütün kullanan ve dumandan pasif etkilenen herkes için karşılaşılabilir bir durum haline gelebilir. Dolayısıyla, kıyaslamanın ‘tütün ürünü kullanmak’ ile ‘hiç tütün kullanmamak’ durumuyla yapılması gerekir. Unutmayalım, aktif tütün kullanımı ya da tütün dumanından pasif olarak etkilenmek, hepsi sağlığa zararlıdır.”
3. Tütün kullanımı bir bağımlılık mı?
Evet: “İstendiği zaman bırakma kavramı çoğunlukla tütün için geçerli değil. Bu nedenle tütün ürününü hiç kullanmamak, hiç başlamamak temel hedef olmalı. İçenlerin bırakması da çoğunlukla sağlık profesyonellerinin desteğiyle olanaklı.”
4.Güvenli dozda kullanılabilecek bir tütün ürünü var mı?
Böyle bir tütün ürünü ‘kesinlikle yok.’ Hiçbir tütün ürününün hiçbir dozu güvenli değil.
5. Tütün ürünleri neden sürekli çeşitlendiriliyor?
Herhangi bir ürünün çeşitlendirilmesinden amaç satışı artırmak: “Tütün endüstrisinin bu uygulaması özellikle gençler açısından risk oluşturmakta. Zira, gençler arasında ‘yeni nesil’ tütün ürünlerinin kullanımının arttığı bilinmekte. Sigaranın zararlarının yaygın olarak bilinmesi, kapalı alanlarda tütün kullanımına ilişkin yasakların sigarya yoğunlaşması, tütün kullanımının sosyokültürel, ekonomik, coğrafi vb. özelliklere göre değişmesi gibi farklı nedenler tütün endüstrisini farklı ürünler üretmeye itiyor.”
6. Tütün endüstrisinin hedefinde olan özel gruplar var mı?
Evet. Çocuklar, gençler, kadınlar tütün endüstrisinin özel hedef grupları arasında.
7. Tütün kullanımı bir halk sağlığı sorunu mu?
Evet: “Herhangi bir sorunun halk sağlığı sorunu olması için toplumda sık görülmesi, sık öldürmesi, sık hastalandırması, işgücü kaybına neden olması, toplumsal etkileri olması, önlenebilir olması gibi kriterleri karşılaması gerekir. Ülkemizde 15 yaş ve üzeri her yüz kişiden 31,6’sı halen tütün kullanmakta. Farklı tütün ürünleri kullanımı gençler arasında dikkat çekmekte. Tütün kullanımı önlenebilir ölüm nedenleri arasında ön sıralarda. Tütün kullanan bireyler sık hastalandığı için tütün kullanmayanlarla karşılaştırıldığında daha fazla işe gidememekte. Dolayısıyla, tütün kullanımı ülkemizde ve dünyada bir halk sağlığı sorunu.”
8. Türkiye’de 4207 sayılı Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanun bütün tütün ürünlerini kapsıyor mu?
Evet. Tütün ürünlerinin geniş yelpazesi Türkiye’de uygulanan kanun kapsamında. Bu çerçeve Dünya Sağlık Örgütü Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi’nde de mevcut. Sözleşme, tütün kullanımıyla mücadelenin yanısıra tütün endüstrisi, kaçakçılıkla mücadele gibi tütün kontrolünün her boyutuna ilişkin içeriğe sahip.
9. Tütün kullanımıyla mücadele sadece sağlık çalışanlarının sorumluluğunda mı?
Sağlık çalışanlarının tütün kullanımıyla mücadeledeki rolü çok önemli: “Ancak, bu mücadele ‘Bütün Politikalarda Sağlık’ yaklaşımına ihtiyaç duyar. Gerçekçi kamu politikaları bu yaklaşımın sağlam temeli için gerekli. Toplumda farkındalığın artırılması, yanlış bilgiyle mücadele vb. için sağlık çalışanlarına ek olarak öğretmenler, medya çalışanları, sivil toplum örgütleri ve benzerlerinin de son derece önemli rol ve sorumluluğu bulunmakta. Toplumda yanlış bilgi doğru bilgiden daha hızlı yayılmakta. Dolayısıyla, hepimizin çok dikkatli olması gerekmekte.”