Türkiye’de gün geçtikçe daha fazla yaşanan ‘insan hakları ihlalleri’ne dikkat çeken 67 aydın, ‘Erdoğan rejimi Türkiye’yi felakete götürüyor’ başlıklı bir bildiri yayınladı.
Medyaya yönelik baskılar, dış politika, hedef seçilen özel şirketlere atanan ‘kayyum’, ‘cumhurbaşkanına hakaret’ davaları ve güneydoğuda yürütülen operasyonların eleştirildiği bildiride Türksat uydusundan ‘terör örgütü propagandası’ suçlamasıyla çıkarılan imc Tv’nin frekans bilgileri (Hotbird uydusu, Frekans: 12520, Symbol: 27500, Rate: 27500 3/4 fec, Vertical / Dikey ve http://www.imctv.com.tr/canli-yayin/) paylaşıldı.
‘Ankara Düşünceye Özgürlük Girişimi’ imzasıyla yayınlanan yedi maddelik bildirinin tamamı ve imza atan isimler şöyle:
“Doğru haber isteyenler havuz medyasına mahkum ediliyor. Bunun yöntemi, Türksat ve Digitürk gibi kuruluşlara emir gönderip Samanyolu ve İMC gibi onlarca ekranı karartmak.
Hedef seçilenlerin özel şirket ve bankaları iflasa sürükleniyor. Bunun yöntemi, kayyum atamak. Bu şimdi de muhalif belediyelere uygulanacak.
Muhalif gazeteci yaşatılmıyor. Bunun yöntemleri; her yazısına dava açmak, telefonlarını dinlemek, gözaltına almak, terör örgütü propagandası ve casuslukla suçlamak, Sulh Ceza Hakimlerine tutuklatıp AYM müdahale edene kadar en az üç ay yatırmak. Tahliye edilen gazeteciler de “Ben gidiyorum, ortalık çalkalanabilir” sözleriyle yandaşlar için hedef gösteriliyor.
HSYK cenderesi altında oradan oraya sürgün edilen Yargı, son olarak “AYM kararına uymuyorum, saygı da duymuyorum” sözleriyle sarsıldı.
İnsanlar sosyal medyaya elini süremez hale getirildi. Bunun yöntemi “Cumhurbaşkanına hakaret”ten tazminat davaları açmak, tutuklatmak. Şimdi de işi kökünden halletmek için “Sosyal Medya Anayasası” hazırlanıyor.
Tamamen iflas etmiş Suriye politikası Türkiye’nin tüm dünyada aşağılanmasına sebep olduğu gibi, iç politikada kutuplaşma için kullanılıyor.
Kürt meselesini ‘çözmek’ için inanılmaz yöntemler icat ediliyor: Şehirler tank ve top ateşiyle yıkılıyor. Operasyonlarda işkence ve kötü muameleyle suçlanan er ve subaylar hakkında başbakan ve milli savunma bakanının izni olmadan soruşturma bile açılamayacak; polis zaten bu ayrıcalıktan yararlanmakta. Güvenlik güçleri ‘duvar ötesi görüntüleme cihazları’yla donatılacak ve ‘görünmez kılan hayalet boya’yla boyanacak…”
İmzacılar
Abut Can, Adnan Genç, Ahmet Hulusi Kırım, Ahmet İsvan, Altan Açıkdilli, Attila Tuygan, Aydın Engin, Ayten Bakır, Aziz Tunç, Baskın Oran, Bora Kılıç, Bozkurt Kemal Yücel, Bülent Keneş, Bülent Tekin, Celal Başlangıç, Cengiz Aktar, Derya Yetişgen, Doğan Özgüden, Eflan Topaloğlu, Erdal Yıldırım, Erol Özkoray, Ezeli Doğanay, Fatin Kanat, Fatma Dikmen, Fikret Başkaya, Füsun Erdoğan, Gül Gökbulut, Gün Zileli, Güngör Şenkal, Habib Taşkın, Haldun Açıksözlü, Halil Savda, Hasan Cemal, Hasan Kaya, Hasan Oğuz, Hasan Zeydan, İbrahim Seven, İnci Özgüden, İshak Kocabıyık, İsmail Cem Özkan, Kadir Cangızbay, Kenan Yenice, Mahmut Konuk, Mehmet Demirok, Meral Saraç Seven, Murad Mıhçı, Mustafa Yetişgen, Metin Gülbay, Muzaffer Erdoğdu, Nadya Uygun, Oya Baydar, Özcan Soysal, Pınar Ömeroğlu, Rabia Mine, Raffi A. Hermonn, Ramazan Gezgin, Rıdvan Bilek, Sait Çetinoğlu, Serdar Koçman, Shabo Boyacı, Şaban İba, Şanar Yurdatapan, Şoreş Taş, Temel İskit, Tolga Kaya, Ünal Ünsal, Yasin Yetişgen, Yavuz Baydar, Zeynep Tanbay