
İHSAN DAĞI
@ihsandagi
Otoriterliğin, kalıcı bir rejime dönüşüp dönüşmeyeceği, 2023 seçimlerinin sonucuna bağlı. Muhalefet için ‘onurlu mağlubiyetler’ dönemi geçti. Demokrasi inşası için bu seçimi kazanmak zorundalar.
Kazanma ihtimalleri hiç de az değil. AKP, yıllar sonra ilk defa bir seçimden önce rahat değil. Son yıllarda toplumun büyüyen tepkileri ve değişen beklentileri, köklü bir değişimin habercisi.
Özellikle cumhurbaşkanlığı seçiminde iktidarın işi zor. Yıllardır kendi lehlerine kullandıkları ‘kutuplaştırma’ siyaseti şimdilerde aleyhlerine dönmüş görünüyor. Tek adam yönetimine karşı muhalefetin neredeyse bütün unsurları birleşiyor.
Doğru aday ve etkili bir kampanyayla muhalefetin açık farkla kazanması mümkün. Metropoll’ün Aralık 2022 araştırmasına göre cumhurbaşkanlığı seçiminde muhalefetin muhtemel dört adayı da Erdoğan’a karşı önde. Hatta, Erdoğan’a karşı yüzde 50’nin üzerine çıkan Yavaş 15, İmamoğlu ise 13 puan farkla seçimi kazanıyor. Kılıçdaroğlu ve Akşener’in adaylığı durumunda da muhalefet önde görülüyor.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde muhalif adaylar bir sinerji yaratıyor. Sinerjinin kaynağı sadece adayların kendileri değil, karşılarındaki ‘tek adam.’ Muhalefetin çok farklı kesimleri bile ayrım gözetmeden bu ‘tek adam’a karşı konumlanıyorlar. Doğru bir adayla iktidar bloğundan bile kısmen oy sökmek mümkün.
Ancak, ittifakların ve partilerin yarıştığı Meclis seçimlerinde muhalefet, özellikle de 6’lı Masa dağınık bir görüntü sergiliyor. Son zamanlarda muhalefetin oyları artmazken AKP az da olsa bir yükselme trendi yakalamış görünüyor. 6’lı Masa’nın ‘küçük’ partileri oylarını beklenen düzeyde artıramıyor, durağanlık CHP ve İYİ Parti’nin de enerjisini sönümlendiriyor. Ayrıca, CHP ile İYİ Parti arasında zaman zaman görünür hale gelen gerginlik, iki partiye de kararsızlardan oy geçişlerini sınırlıyor.
Bu haliyle 6’lı Masa önceki seçimlerde Millet İttifakı’nın gösterdiği esneklik, hızlı karar alma ve tabanı harekete geçirebilme özelliklerinden uzak. Siyasi manevra kabiliyetinden yoksun, birbirini aşağı çeken hantal bir görüntü, 6’lı Masa’nın kendi seçmenini aşıp daha geniş kesimlere ulaşmasını engelliyor.
Sonuçta, tablo pek parlak görünmüyor. TEAM’e göre Cumhur İttifakı’nın oyları geçen yaz aylarının başından itibaren artış eğiliminde. Metropoll verileri de benzer şekilde mayıs ayından bu yana AKP oylarında düzenli ve tedrici bir artış tespit ediyor.
Araştırmacıların uyarısı, bu durumun iktidar bloğunun Meclis çoğunluğunu almasıyla sonuçlanabileceği yönünde. İstanbul ve Ankara seçimlerine benzer şekilde muhalefetin cumhurbaşkanlığını, Cumhur İttifakı’nın da Meclis çoğunluğunu kazandığı bir sonuç ortaya çıkabilir. Böyle bir sonuç, bırakın güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçişi, cumhurbaşkanlığını kazansa bile muhalefetin ülkeyi etkin bir biçimde yönetmesini imkansızlaştıracak, hatta erken bir seçim ihtimalini gündeme getirecektir.
TEAM’in yaptığı senaryo çalışmalarına göre Cumhur İttifakı’nın tek listeyle 6’lı Masa’nın ayrı ayrı listelerle gireceği bir seçimde Meclis çoğunluğunu elde etmek için iktidar blokunun yüzde 41’i bulması yetiyor -ki zaten şu anda bu noktadalar- 6’lı Masa seçimlere kritik illerde tek listeyle girdiği takdirde ise Cumhur İttifakı’nın Meclis çoğunluğu için yüzde 45,5’e ulaşması gerekiyor.
6’lı Masa, cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda görüş ayrılıkları nedeniyle sarsıntılar geçirirken ve hatta çoklu aday formülleri konuşulmaya başlanmışken parlamento seçimlerinde her ilde işbirliği yaparak tek listeyle seçime girmeleri şu an itibariyle zor.
Dahası, kamuoyu araştırmaları, muhalefet partilerinin iktidar karşısında geçen yıl yakaladığı psikolojik ve sayısal üstünlüğü kaybetmeye başladığını gösteriyor. Yaz aylarında hükümetin, sosyal konut projesi, asgari ücret politikası ve mikro sosyal yardım transferleri gibi adımlarla seçmenini konsolide ettiği ve kararsızlara kaçırdığı bir kısım seçmenini de geri getirdiği anlaşılıyor. Ancak bütün bunlar iktidar bloğunun ne cumhurbaşkanlığını ne de parlamento seçimlerini kazanmasına yeter, eğer muhalefet enerjisini iç tartışmalarda harcamak yerine ‘topyekun siyaset’ anlayışıyla bütün siyasal varlığını seçimi kazanmaya yönlendirirse. 2018 ve 2019 seçimleri muhalefetin, kazanmaya odaklı pragmatik ve rasyonel bir stratejik aklının olduğunun delili. Seçime aylar kala muhalefet ‘varoluşsal bir refleks’ gösterebilir.
Sorun, 6’lı Masa’nın hem teker teker hem de birlikte iktidarın hamlelerine karşı siyasal karşılıklar üretmekte, toplumu mobilize etmekte, umut ve heyecan yaratmakta zorlanması. Siyaseti adeta 6’lı Masa toplantıları sonrası bildiri yayınlamaya, teknik vizyon ve tanıtım belgeleri açıklamaya indirgemek, seçimi kazanacak bir enerji ve heyecan dalgasına dönüşmüyor. TEAM ve Metropoll’ün verileri muhalefet için son uyarı niteliğinde. AKP’nin seçimleri öne alıp seçim ekonomisini hızlandıracağı kesin gibi. Artık yapılan yanlışlardan geri dönecek vakit yok.
Birçok eksik ve yanlışına rağmen Türkiye’nin son ‘rekabetçi’ seçimine doğru gidiyor olabiliriz. Bu seçimleri demokrasi bloku kazanamazsa muhalefetin bir daha kendini toparlaması güç. Cumhuriyeti demokrasiyle taçlandırma ülküsü bir yana, 2023 seçimlerini AKP’nin kazanması, kurumsal muhalefetin iktidara biat ettiği, toplumsal muhalefetin ise değişim umutlarını ve araçlarını yitirdiği bambaşka bir Türkiye doğurur. Muhalefet ya kazanmaya odaklı yeni bir strateji ortaya koyacak ya da cumhuriyetin 100. yılında demokrasi ve özgürlük umutlarıyla beraber muhalefetin de topyekun tasfiyesinin sorumlusu olacak.