Geçtiğimiz yılın ilk sekiz ayında ödemeler dengesi istatistiklerinde yer alan ve döviz giriş çıkışlarını ifade eden kalemde, kaynağı belirlenememiş 7.9 milyar dolar tutarındaki gelir dikkat çekti.
17 Aralık yolsuzluk soruşturması sürecinde, ambargo altındaki İran’dan petrol ihracatına karşılık İran’a gönderilemeyen dövizin ödemeler dengesinde bu kalemde gösterildiği sonra da farklı yollarla ‘eritildiği’ öne sürülmüştü.
Sekiz ayda 7.9 milyar dolar giriş

Grafik BloombergFinance’dan alınmıştır. Kaynak: Merkez Bankası
BloombergBusiness’den Onur Ant’ın dikkat çektiği Merkez Bankası verilerine göre, 2014’ün ilk sekiz ayında net hata ve noksanlar hesabında yer alan para hareketlerinde, 90 milyon dolar döviz çıkışına karşılık, 7.9 milyar dolar döviz girişi görülüyor. Öte yandan bunu takip eden üç aydaki döviz çıkışının karşılığı ise 5.6 milyar dolar.
Net hata ve noksan ne anlama geliyor?
Ödemeler dengesi bilançosunda net hata ve noksanlar, cari açık hesaplamalarındaki kaynağı tespit edilememiş döviz girişi olarak yer alıyor.
Genel olarak hesaplama hataları, farklı kurumlardan gelen beyan yanlışlıkları, ithalat ve ihracattaki zaman uyuşmazlıkları ya da ‘kara para’ girişleri gibi nedenlerden ortaya çıkan net hata ve noksanlar şayet bu hataların kaynağı bulunursa düzeltilebiliyor.
Kimsenin nereden geldiğini bilmediği para
2014’ün ilk 11 ayına yönelik Merkez Bankası’nın açıkladığı rakamlar da bu döviz dalgalanmalarını gösteriyor.
Net hata ve noksanlarda yer alan böylesi büyük bir dalgalanma ise dikkat çekici. BloomBerg, bu para hareketine ‘Kimse bu paranın nereden geldiğini bilmiyor’ yorumunu yapıyor.
Ülkelerin ödemeler dengesinde bu denli farkların bulunması alışılmış bir durum değil. Öncelikle dalgalanmalar ekonomistler ve yatırımcılar için önemli. Bu veri, Türkiye’nin global finans piyasalarındaki ani değişikliklere ne kadar dayanıklı olup olmadığını gösteriyor.
Öte yandan, kaynağı belirsiz paranın giriş çıkışı, parasal dalgalanmaları öngörülemez hale getiriyor. Bu da 2015’teki para akışının nasıl olacağını tahmin etmeyi zorlaştırıyor.
Sarraf cari açığı nasıl kapatıyordu?
Ancak ekonomik hesaplamalar bir yana bu parasal dalgalanmalar Türkiye için ayrıca öneme sahip.
AKP hükümetinin ekonomiyi devraldığı 2003 yılından bu yana yüksek rakamlara ulaşan net hata ve noksanlar 2011 yılında zirveye ulaşarak 9.4 milyar dolara ulaşmıştı.
17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda ise ambargo altındaki İran’dan petrol ihracatına karşılık İran’a gönderilemeyen dövizin ödemeler dengesinde bu kalemde gösterildiği sonra da farklı yollarla ‘eritildiği’ öne sürülmüştü.
Azeri asıllı İranlı işadamı Rıza Sarraf’ın da bu kaynağı açıklanamayan döviz giriş çıkışlarında, başta ‘altın ticareti’ yoluyla etkisi olabileceği ortaya çıkmıştı.
17 Aralık’ta gözaltına alınan Halk Bankası eski genel müdürü Süleyman Aslan, bu para ticaretini kolaylaştırmak ve rüşvet almakla suçlanmıştı.
17 Aralık operasyonunun görevden alınan savcısı Celal Kara, Sarraf’ın İran’ın ambargo nedeniyle elde edemediği parayı transfer edebilmek için izlediği yolu şöyle anlatmıştı: “Merkez Bankası’nda stoklanan parayı uluslararası normlara uygun olarak nasıl transfer edebiliriz” diye yol arıyorlar, ama paranın boyutu çok büyük. Önce altın ihracatı deneniyor. Ama “Amerika öğrenirse Halkbank’ın oradaki hesaplarına tedbir gelir” diye kaygılanıyorlar. Bunun üzerine ihracata çeviriyorlar işi.”