15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili hazırlanan ‘Yurtta Sulh Konseyi’ iddianamesinde, Gülen Cemaati lideri Fethullah Gülen’in 28 Şubat sürecini desteklediği, bunun ardından da ‘FETÖ’nün TSK’da kadrolaşmasının önünün açıldığı tespitine yer verildi.
Habertürk’ten Veli Sarıboğa’nın haberine göre 28 Şubat sürecinin ‘FETÖ’ için ‘dönüm noktası’ olduğu belirtilirken şöyle dendi: “28 Şubat sürecinde, ‘irticayla mücadele’ adı altında kendi inançlarına göre dininin gereklerini yerine getirmeye çalışan başta askerler olmak üzere kamu görevlilerinin hayat ve inanç tarzlarına müdahale edilmek suretiyle tasfiye edilerek bu süreçte örgütsel gizlilik kuralları gereği ‘tedbir’ adı altında kendilerinin ve ailesinin hayat tarzını değiştiren, bir anlamda ‘takiye’ yapan örgüt mensuplarının önünün açıldığı, yaşanan sürecin örgütün TSK içerisindeki kadrolaşmasında önemli bir dönüm noktası olduğu anlaşılmıştır.”
İddianamede 28 Şubat’ın ardından ‘FETÖ’nün yasama, yürütme ve yargıyı ele geçirmek için ‘özgüvenle’ hareket ettiği ve Ergenekon, Balyoz, Poyrazköy, askeri casusluk, Tahşiye, Selam Tevhid, MİT TIR’ları ve 17-25 Aralık gibi soruşturmaları başlattığı öne sürüldü.
Samanyolu TV ve Zaman gazetesi de iddianamede
Gülen’in 28 Şubat sürecine açıkça destek verdiği belirtilen iddianamede Samanyolu TV’deki ifadeler ve Zaman gazetesinin manşeti de yer aldı: “11 Ocak 1997’de Başbakan Erbakan’ın 51 tarikat ve cemaat liderini Başbakanlık Konutu’na çağırdığı iftar yemeğine icabet etmemiş, 29 Mart 1997’de Samanyolu TV’de katıldığı bir programda ‘Asker demokratik yollarla sorunların çözümünü istedi’ sözleriyle askerin tutumunu desteklemiş, 28 Şubat sonrası Erbakan’ı eleştirenler arasında yer almış ve TSK’nın müdahalesini demokratik bulduğunu söylemiştir.”
İddianamede yer alan altısı general 24 şüpheli hakkında 92’şer kez ağırlaştırılmış müebbet cezası istendi.