• 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11’i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • VPN HABER
  • ENGLISH

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • AGORA
  • SANAT
  • GÜNÜN ESERİ

Lütfi Özkök’ün arşivinden 89 portrelik seçki: Bir döneme ışık tutuyor

03/01/2020 11:33

GÜLBEN ÇAPAN

[email protected]

@istanbulartsnob

Akşam vakitlerinde içmekteyiz sabahın kapkara sütünü
ve öğlenlerle sabahlarda bir de geceleri
hiç durmaksızın içmekteyiz, içmekteyiz
bir mezar kazıyoruz havada, rahat yatılıyor
Bir adam oturuyor evde yılanlarla oynayıp yazı yazan 
hava karardığında Almanya’ya senin altın saçlarını yazıyor 
                                                                                                          Margarete.

Paul Celan’ın 1948 tarihli ‘Death Fugue’ şiirinden ‘Ölüm Fügü’ olarak Ahmet Cemal tarafından çevrilmiştir. 

Reklam

Lütfi Özkök (1923-2017), travma dolu yaşamı ve karanlık şiirleriyle bildiğimiz Paul Celan’ın, 1963 yılında Fransa’nın başkenti Paris’te fotoğraflarını çektiğinden tam yedi yıl sonra Celan kendini Seine nehrine bırakarak intihar etmişti.

Yahudi bir ailenin oğlu olarak Romanya’da doğan Celan, 2’nci Dünya Savaşı’nda annesi ve babasıyla toplama kampına gönderildi. Hayatta kalmayı başaran fakat ruh ve sinir hastalıkları hastanesinde uzun süre tedavi gören ve nihayetinde yaşamını sonlandıran Celan, Fransa’da yaşamasına ve Rusça ve Fransızca bilmesine rağmen ilginçtir ki ailesinin ölümüne sebep olan Almanların dilinde yazmayı tercih etmişti. Sergideki fotoğrafı, belki de şairin ölümünden önce çekilen son profesyonel fotoğrafıydı. 

“Florentino Ariza, daha önce birkaç kez başına gelen, ama bilincine varmadığı bir şey öğrendi ondan; insanın, tümü için de aynı acıyı çekerek, hiçbirine ihanet etmeksizin birkaç kişiye birden aşık olabileceğini…”

Reklam

Kolombiyalı yazar Gabriel Garcia Marquez’in 1982 yılında İsveç’in başkenti Stockholm’de Özkök tarafından portresi çekildiğindeyse 51 yıl, dokuz ay ve dört gün süren büyük aşkın hikayesi henüz yayınlanmamıştı. 

“Herkes bilsin, çok mutlu bir hayat yaşadım…”

Orhan Pamuk, henüz Füsün ve Kemal’in aşkını bu cümleyle noktalamadan önce, 1995 yılında Lütfi Özkök’e Hollanda’nın Rotterdam kentinde poz vermişti. 

İstanbul Modern, yazar ve sanatçı portreleriyle 1950’li yıllardan itibaren uluslararası alanda tanınan fotoğraf sanatçısı Lütfi Özkök’ün İsveç’teki 1500 fotoğraflık arşivinden bir portre seçkisini sunuyor. 3 Mayıs 2020’ye dek müzenin fotoğraf galerisinde görülebilecek, ‘Lütfi Özkök: Portreler’ adlı serginin küratörlüğünü galerinin yöneticisi Demet Yıldız yaptı.

Sergide fotoğraflara eşlik eden metin, obje ve belgeler aracılığıyla; Lütfi Özkök’ün portrelerini çektiği kişilerle ilişkisi izleyiciye gösteriliyor ve sanatçının kişisel hikayesi üzerinden bir dönemin okuması da yapılıyor.

2010 yılında Nobel Müzesi’nde Nobel Ödülü kazanmış 35 yazarın portresinin yer aldığı sergisi açılan Özkök, 2017’de, Stockholm’de hayatını kaybetti.

Sanatçıyı anmak amacıyla özenle bu seçkiyi hazırladığını söyleyen Yıldız, sanatçının hiçbir fotoğrafçılık eğitimi olmaksızın, Sorbonne’da okurken tanıştığı eşinin amatör fotoğraf makinesiyle ilk çekimleri yaptığını anlatıyor: “Lütfi Özkök’ün ilk portresi şair arkadaşı Lasse Söderberg’e ait. Özkök bu fotoğrafı, Türkiye’deki yayıncısı Hüsamettin Bozok’un talebiyle, eşi Anne-Marie’nin amatör fotoğraf makinesiyle çeker. Maddi gelir elde ettiği ilk portresini ise 1957 yılında Söderberg’in bir gazete için söyleşiye giderken fotoğrafçı olarak kendisini çağırmasıyla, Kübalı sanatçı Wifredo Lam’ı çekerek gerçekleştirir ve böylelikle profesyonel fotoğrafçılığa adımını atar.” 

Özkök 1923 yılında İstanbul, Feriköy’de doğdu. Fransa’da, Sorbonne’da okuduğu sırada sınıf arkadaşı İsveçli Anne-Marie Juhlin ile evlenerek, eşinin ülkesine yerleşti. 1953 yılında Lasse Södeberg ile ‘Ekmek ve Sevda’ (Brödet och Kärleken) adlı Türk Şairleri Antolojisi’ni hazırladı.

Antolojide Orhan Veli, Melih Cevdet Anday, Fazıl Hüsnü Dağlarca ve Oktay Rifat’ın şiirleri yer aldı. Özkök, 1977 yılında İsveç Kraliyet Akademisi’nin Sanat Ödülü’nü kazandı. 1986 yılında Meksiko’da 37 ülkeden 207 yazar portresi sergisini düzenledi. Bundan bir yıl sonra, Beyoğlu Yapı ve Kredi Bankası Sanat Galerisi’nde 20’si Türk 100 yazar portresini içeren sergisi açıldı.

1996 yılında İsveç Akademisi Ödülü’nü alan Özkök’ün, 1998’de İstanbul Maçka Sanat Galerisi’nde ‘Çağdaş Yazar Portreleri’ sergisi açıldı. Nobel ödüllerinin dağıtıldığı hafta, ödül kazanan 30 yazarın portresi, İsveç Akademisi Kütüphanesi’nde sergilenmeye başladı. 2002 yılında İsveç Hükümeti tarafından Illis Quorum Liyakat Madalyası’yla onurlandırıldı. 

İstanbul Modern seçkisinde 80 ismin portresine yer veriliyor. Özkök’ün edebiyat dergilerinde yayımlanan yazılarına eşlik etmesi için fotoğraf çekmeye başladığı 1950’lerden 1990’ların sonuna uzanan döneme ait fotoğraflardan oluşan sergide, 24 Nobel Ödüllü yazarın aralarında bulunduğu 89 portre bulunuyor.

Çok az sayıda kadının ve İrlandalı yazar Samuel Beckett hariç bütün isimlerin siyah beyaz fotoğraflarının sergilendiği seçkinin tamamı sanatçının ailesi tarafından İstanbul Modern’in daimi koleksiyonuna bağışlandı.

Özkök, özellikle Nâzım Hikmet, Beckett ve Fransız şair René Char gibi isimlerle uzun yıllar dostluğunu devam ettirmiş. Onun, Foucault, Sartre, Neruda, Borges, Duchamp gibi bunca önemli isimle portre çektiği yıllarda henüz internet çağı başlamamıştı. Yani e-posta ve Facebook yok. Mektuplaşıyorlardı belki de tek tük telefonlaşmalar vardı.

Avrupa’dan Güney Amerika’ya uzanan bütün bu insanlarla iletişim kurup, randevulaşıp, çekimleri yapıp ve daha sonrasında da dostlukları devam ettirebilmek için, samimiyet ve tutku yeterliydi. Bugün hepimiz bir tıkla, olmadı iki tıkla istediğimiz kişiye ve bilgiye ulaşabildiğimiz bir çağın samimiyetsizliğinin bedelini ödüyoruz. 

Filed Under: Sanat

SON HABERLER

En büyük anket sonuçlandı: Dünyanın üçte ikisi ‘İklim değişikliği acil durum’ diyor

1.2 milyon kişinin katıldığı, iklim değişikliği üzerine şimdiye kadar yapılan en büyük ankete göre, dünyadaki insanların üçte ikisi meseleyi küresel bir acil durum olarak görüyor.

Erdoğan: Salgında faaliyetleri kısıtlanan lokanta ve kafelere destek verilecek

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 2019 cirosu 3 milyon TL ve altında olan restoran ve kafelere destek verileceğini açıkladı.

Ankara’da ‘casusluk’ soruşturması: Deniz Kuvvetleri’nden bilgi sızdıranlara gözaltı

Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na ait bilgileri sızdırmakla suçlanan üçü asker dört kişi gözaltına alındı.

Trump için de kullanılmıştı: Semptomatik vakaları yüzde 100 engelliyor

İlaç şirketi Regeneron, geliştirdiği antikor kokteylinin semptomatik Covid-19 vakalarını yüzde 100 engellediğini açıkladı.

Markette bazı meyve ve sebzelere ‘seçmece ve açık alan’ yasağı

Ticaret Bakanlığı’nın hazırladığı yeni taslağa göre, meyve-sebzelerden bazılarının ‘seçmece’ satışına izin verilmeyecek.

Autumn in Bavaria – Kandinsky
Ne, nerede, ne zaman: İstanbul için kültür sanat ajandası

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 1184 gündür tutuklu

AGORA

Nasıl olur da Türklüğü kabul etmezler? Belki Türk değillerdir!

Murat Sevinç

Ya lidersindir ya değilsindir

Mehmet Aksel

1921 Anayasası’nın 100’üncü yılı kutlu olsun

Murat Sevinç

GÜNÜN 11’İ

Ayşen Uysal: Aşıya erişim meselesi, eşitsizlikleri en yalın haliyle gösteriyor

Kübra Par: Türk mutfağı Nusret’in şaplak atıp porsiyonuna fahiş fiyatlar koyduğu etlerden ibaret değil

Deniz Zeyrek: İyileşme emareleri pek görünmüyor

Kaan Sezyum: Korku arttıkça, dronun diğer tarafındaki elin sahibi delüzyona doğru ilerliyor

Deniz Yıldırım: Yasak varken ekmek almaya çıkabilir, yasak yokken ekmeğiniz için sesinizi duyuramazsınız

Abbas Güçlü: Üniversiteler çok hem de çok büyük bir değişim geçirecek

Mehmet Ocaktan: AK Parti, İmamoğlu’nun yarattığı travmayı henüz atlatabilmiş değil

Sedat Ergin: Bütün ihtimaller Gezi davasının bir hayli uzun zamana yayılabileceğine işaret ediyor

Abdulkadir Selvi: Ümit Özdağ yeni parti kurmaya doğru gidiyor; MHP’den biraz daha milliyetçi bir parti

Dilek Güngör: Almanya, topraklarında yetişmeyen bir ürünün yağını bizden ucuza tüketiyor

Mustafa Balbay: Salgın önlemlerine kimler uymak zorunda, kimler değil?

74. Cannes Film Festivali pandemi nedeniyle ertelendi

Çevrimiçi, yerçekimsiz Gogol

İstanbul Havalimanı’nda bir dakika sanat…

Üç ‘Rebecca’

Şakir Eczacıbaşı’nın fotoğraf sergisinden 10 ‘seçilmiş an’

Covid-19’a yakalandıktan sonra 306 gün hastanede kaldı; alkışlarla taburcu oldu

İstanbullular deniz taksisinin rengine karar verdi: Boğaz tasarımı

Yeni sümbül türü keşfedildi: Muğla sümbülü

Karikatürist Erdil Yaşaroğlu: Derdimiz sadece ticari sitelerle

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • AGORA
  • SANAT
  • GÜNÜN ESERİ
  • AGORA
  • DİKEN’E TAKILANLAR
  • BİRİNCİ SAYFALAR
  • GÜNÜN 11’i
  • AKŞAM POSTASI
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 5 YAŞINDA
  • KÜNYE
  • İLETİŞİM
  • Email
  • Facebook
  • Google+
  • Pinterest
  • RSS
  • Twitter
  • Vimeo
  • YouTube

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi