• SANAT
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11'i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • SPOR
  • VPN HABER

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Zülfü Livaneli: Bu direniş öyküsü belki de gençlere hayatları açısından cesaret verir

22/03/2019 21:24

ECE KARAAĞAÇ

ece.karaagac89@gmail.com

@ecekaraagac

Zülfü Livaneli müzikten edebiyata, sinemadan politikaya kadar pek çok alanda varlık göstermiş, çok yönlü bir isim. Müzikle başlayan kariyerini edebiyat alanında sürdüren Livaneli birçok okurun da ilgiyle takip ettiği bir isim. 72 yıla yayılan anılarını daha önce ‘Sevdalım Hayat’ adıyla kitaplaştıran Livaneli bu kez ‘Rüzgârlar Hep Gençtir’ ile hayat tecrübesini gençlerle buluşturuyor. Zülfü Livaneli ile yeni kitabından yola çıkarak hayat, gençlik ve gidişat üzerine sohbet ettik.

Sevdalım Hayat adlı kitabınızdaki anılarınızı yeniden gözden geçirip gençler için yeni bir kitap haline getirdiniz. Bu fikir nasıl doğdu?


Daha önce Son Ada romanımın gençlik için sadeleştirilmiş biçimini, Son Ada’nın Çocukları adıyla yayınlamıştık. Bu kitap genç okurlar tarafından büyük bir ilgiyle karşılandı. Okullara gittiğimde bunu gözümle gördüm ve çocuklara kadar ulaşmak çok hoşuma gitti. Daha sonra Doğan Yayınevi’yle başka kitaplarımı da böyle yayınlayabilir miyiz diye konuştuk ve yeni kitap gündeme geldi.

Anılarınızı gençlerin okuması için gözden geçirirken nelere dikkat ettiniz? Dil konusunda da bir sadeleşmeye gittiniz mi? Günümüzde gençlerin dil hakimiyeti üzerine ne düşünüyorsunuz?

Fotoğraflar: Fethi Karaduman

Elbette bir sadeleştirme şarttı. Editör arkadaşım Senem Kale ile birlikte çalıştık. Gençliğin bir bölümü yüz kelimeyle ve bazı seslerle anlaşıyor ama bizim okurumuz, adı üstünde kitap okuyan gençler. Onlar çok eski kelimeleri bilmeseler bile kelime hazneleri daha geniş.

Gençlerle buluşturduğunuz anılarınızın onlar üzerinde ne gibi bir etkisi olmasını umuyorsunuz? 

Kitabın iki boyutu var. Birisi Türkiye’nin yakın tarihi, ikincisi ise benim kişisel mücadelem. Tarihi, yaşayan birisinden okumalarının yararlı olduğu açık. Ama daha da önemlisi siyasi ve toplumsal olaylarla sarsılan bir ülkede çeşitli baskılarla, yasaklarla ve ağır zulümlerle uğraşmak zorunda kalan bir gencin, ideallerinden, ilkelerinden ve hayallerinden vazgeçmemesi. Bu direniş öyküsü belki de gençlere kendi hayatları açısından cesaret verir.

Uzun yıllar siyasetin içinde yer almış ve buna bağlı olarak da çeşitli bedeller ödemiş bir isimsiniz. Genç kuşağın siyasetle kurduğu ilişki hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bütün dünyada gençlerin siyasete ilgisi çok azaldı. Ülke yönetimleri, siyaseti meslek edinmiş profesyonel kadrolara bırakıldı. Çünkü gençlerin siyasete güvenleri yok. O yolla bir şeyleri değiştirebileceklerine inanmıyorlar. Haksız da değiller doğrusu. Gençliğin çevre, insan, cinsiyet, doğa, adalet, eşitlik konusundaki taleplerine siyaset kurumu cevap veremiyor artık.

90’lı ve 2000’li yıllarda doğanlar önceki kuşaklar tarafından genellikle apolitik olmakla itham ediliyorlar. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Politize olmak bir zaruret olabilir mi?

Gençlik yıllarında Livaneli…

Bir önceki soruda açıkladığım gibi.  Dünya hızla yok olurken Amerika başkanı, bu konuda alınması gereken önlemlere karşı çıkarsa, gençlik siyasete nasıl güvensin? Devletler suç işliyor ve gençlik bunun farkında. 

Son yıllarda eğitim ve kültür seviyesi yüksek olan çok sayıda gencin yurtdışına göç ettiğine tanık oluyoruz. Siz de çeşitli sebeplerden hayatınızın bir bölümünü yurtdışında geçirdiniz, hatta kitabınızda bu döneme dair anılara da yer veriyorsunuz. Siz yeni kuşağın bu kararını neye bağlıyorsunuz?

Anlıyorum onları. Ailelerinin ve kendilerinin özverisiyle zor eğitimlerden geçmişler. Şimdi bütün enerjileriyle kendi alanlarında insanlığa katkıda bulunacak bir heyecanı hissediyorlar. Ama bu ülke onları boğuyor. Şu partiye oy verirsen cennete gidersin diyenlerin ekrana çıktığı, küçük çocuklara tecavüzün hoş görüldüğü, tehdit dilinin egemen olduğu, toplumun DNA’sının bozulduğu bir dönemde aile kurup çocuk yetiştirmenin zorluğunu görerek, daha medeni bir ortama göç etmek istiyorlar. Keşke böyle olmasa ama bu kararlarından dolayı kim suçlayabilir onları.

Siz siyasetle bu kadar haşır neşir olmuş ve bu konuda pişmiş biri olarak – özellikle de yerel seçimler öncesinde- ülkenin siyasi atmosferi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Tek kelimeyle korkunç. Meydan konuşmaları kan, kin ve tehdit üzerine kurulu. Vatan haini suçlamaları, idam talepleri bir politik cehennem yaratıyor. Sanki birileri bazı siyasetçileri bu ülkede bir iç savaş çıkarmak üzere görevlendirmiş.  Siyasetin çok pisliğini gördüm ama bu dili tahmin bile edemezdim. 

Son olarak 1994’te İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı’na aday oldunuz, 2002 genel seçimlerinde ise CHP’den milletvekili olarak meclise girdiniz. Partiden istifanızı açıklarken ise “CHP içinde kalarak mücadele etme yolları artık tükendi” dediniz. Önümüzdeki dönemde başka vesilelerle aktif siyaset içinde yer almayı düşünüyor musunuz? Yoksa mücadele etmenin yeni yollarını mı arıyorsunuz?

Parti siyasetini iyi yapamadım. Çok ihanete uğradım, siyasetteki insan kalitesinin inanılmayacak derecede kötü olduğunu gördüm.  Bu iş iyi niyetli insanlara göre değil. Şimdi taş yerinde ağırdır diyerek, yirmili yaşlarımdan beri sürdürdüğüm mücadeleyi, yani daha iyi bir dünya yaratma idealini yazıyla, kitapla, sanatla sürdürüyorum.

Kategori:Sanat

SON HABERLER

İmamoğlu'ndan tutuklu gençler için çağrı: Bırakın bu bayramda ailelerine kavuşsunlar

Tutuklu İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, tutuklu gençler için iktidara seslendi: “Devlet ve devleti yöneten insanlar gençlere kin güdemez. Kaç bayram geçti, gençlerimiz hala hiç hak etmedikleri bir şekilde cezaevinde tutuluyor.”

Isparta'da 10 yıl önce kaybolan adamı öldürdüğü iddiasıyla bir kişi tutuklandı

Isparta’da 10 yıldır kayıp olan Mehmet Çetin’i öldürdüğü iddiasıyla gözaltına alınan üç zanlıdan biri tutuklandı.

Yarın İstanbul'da bazı yollar kapalı

İstanbul’da yarın (25 Mayıs) Galatasaray’ın şampiyonluk kutlaması nedeniyle bazı yollar kapalı.

Sorun çözüldü: X'e (Twitter) erişilebiliyor

Sosyal medya platformu X’e (eski adıyla Twitter) erişilebiliyor.

Erdoğan ve Ahmed Şara Dolmabahçe'de görüştü

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Suriye lideri Ahmed Şara’yla Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde görüştü.

2018'de dünyada ses getiren ama Türkiye'de kıyıda köşede kalan kitaplar
Ne okusak: Dört kitap önerisi

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 2 bin 762 gündür hapiste

YAZARLAR

Bir uyanışın tarihi: 19 Mayıs

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Elinden çıkanı kulağın duysun

Mustafa Dağıstanlı

Ali Özgentürk için: Böyle mi olmalıydı!

Ayhan Tinin

Çocuk, sınırsızlıkta değil, sınırda büyür

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Yazalım da ne yazalım nasıl yazalım!

Murat Sevinç

Senyör Amicis'in gazına geldim 

Behzat Şahin

Özel, İmamoğlu ve Yavaş'ın 'özenli' açıklamaları üzerine…

Murat Sevinç

GÜNÜN 11’İ

Berkant Gültekin: Bahçeli bir bakıma tüm sırrı ve gizemi bozdu

Gündüz Vassaf: Gün, Harvard'la dayanışmanın günü

Mithat Fabian Sözmen: İşçi sınıfının taraftarlığı anonimliğe, edilgenliğe ve seyirciliğe mahkum

Selin Nakıpoğlu: Diyanet iktidarın emrindeki politik bir aygıt

Cihan Tuğal: Uluslararası ilişkileri aile ilişkilerinin belirlediği bir döneme mi giriyoruz?

Recep Genel: O mis kokulu salatalıklar, domatesler, marullar bizi yavaş yavaş öldürüyor

Rahmi Turan: Erdoğan'a 'ömür boyu cumhurbaşkanlığı' sağlanmak için çalışmalar olduğu iddiaları var

Timur Soykan: Türkiye'de yaşamak vahşi bir dolandırıcı ormanında hayatta kalmaya benziyor

Onur Çanakçı: 'Faizle değil, üretimle büyüme' anlayışının uygulanması şart

Özgür Müftüoğlu: Lozan dahil kurucu belgeler tartışılabilmeli!

Umur Talu: Adalet adına feryadı olan da kendine bakacak

  • 9 SORUDA
  • YAZARLAR
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DİKEN ÖZEL
  • DİKEN'E TAKILANLAR
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • KEYİF
  • MEDYA
  • POPÜLER BİLİM
  • SANAT
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 10 YAŞINDA
  • Künye
  • İletişim
  • Gizlilik ilkeleri
  • Çerez politikası

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi

×