Yeni anayasa sürecinde rol alabileceğini iddia edenler var.
Cumhurbaşkanı yardımcılığı görevine getirilebileceğini söyleyenler var.
Erdoğan’ın, Akşener’den “normalleşme süreci” konusunda katkı isteyebileceğini düşünenler var.
Siyaset, gelişen yeni durumlara göre manevra yapmayı da içerebilir ama Türkiye’deki örnekleri mide bulandırıcı. Üstelik Akşener’in Saray’a gidişi, Anayasa Mahkemesi’nin “Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi”ne uyum çerçevesinde çıkarılan 703 sayılı kanun hükmünde kararnamenin (KHK) bazı maddelerini iptal ettiği bir döneme rastladı.
Erdoğan’ın partisi AKP’nin bir genel seçim havasında geçen yerel seçimlerden ikinci parti olarak çıktığı ve ülkeyi altı yıldır hukuksuz bir şekilde patrimonyal sultanizm ile yönettiğinin son AYM kararı ile ortaya konduğu bir dönem bu.
Bana kalırsa Akşener’in Erdoğan ile bu ortamda buluşması, Erdoğan’ın daha fazla desteğe ihtiyaç duymasından kaynaklanıyor. “Normalleşme” ya da “yumuşama”, Erdoğan’ı zor durumdan kurtarmanın aracıdır.
Türkiye, izledikleri politikalarla halka kötülük yapan siyasetçilerin başarısız oldukları seçim sonuçları ile defalarca ortaya konsa da asla köşelerine çekilmedikleri bir ülke. Gelişmemişliğin bir göstergesi de bu kuşkusuz. Akşener’e sormak isterim: Ne oldu istibdadın çürük zincirlerine?
Aslında Akşener özelinde bu kadar kafa yormaya da gerek yok. Sonuçta 22 yıldır halkın anasını ağlatan AKP’nin en başında kurucuları arasında yer alan, “Biz geçmişimizde siyasi cinayetlere tanık olduk ama mertçeydi” diyebilen, cinayetin mert olabileceğini düşünen biri!
İlkesiz olanın yapacağı hiçbir manevra şaşırtmaz.