Dünyaca ünlü Slovenyalı filozof Slavoj Zizek, kendisini Türkiye’yi IŞİD’le işbirliği halinde göstermekle suçlayan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’a yanıt verdi.
Cumhuriyet gazetesi için kaleme aldığı yazıda, Kalın’ın ‘terörün her türlüsüne’ karşı durulması gerektiğine dair görüşüne dikkat çeken Zizek, “Evet, ama terörlerin en tehlikelisi olan devlet terörüne de karşı durmalıyız. Türkiye’nin bir devlet olması işlediği suçları aklamaz” dedi.
İntihal suçlamaları yersiz
Zizek, geçtiğimiz ay New Statesman’da yayımlanan makalesinde alıntıladığı, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’a dayandırılan ancak yalanlanan ifadeler hakkında şunları yazdı: “Arkadaşlarım bana bu ifadeler konusunda bilgi verdikten sonra internette bu ifadeleri aramaya koyuldum ve bu ifadelerin geçtiği birkaç web sitesi buldum, ayrıca onları tekzip eden herhangi bir web sitesi de görmedim. Hal böyle olunca söz konusu ifadeleri, onları bulduğum web sitesini de zikrederek alıntıladım. Bu ifadelerin yanlış olduğunun keşfedilmesinin akabinde, yazımın içinde bu ifadeleri ihtiva eden paragraf hemen silindi. Elimdeki sınırlı kaynaklarla daha ne yapabilirdim? Bu hadiseyi, sözümona “intihal ve uydurma” tutkuma delalet eden ve hatta kendimden intihal yapmakla bile itham edildiğim (New York Times’a yazdığım yazılardan birinde kendi kitabımdan iki pasaj kullanmıştım) bir dizi içine yerleştirmeye yönelik çabaları da tamamen yersiz buluyorum.”
IŞİD’le petrol ticaretini ‘kolaylaştırmak’tan bahsettim
Sözü, Kalın’ın Al Jazeera’de yayımlanan ‘Zizek, Türkiye ve Entelektüel Ciddiyetsizlik’ başlıklı yazısına getiren Zizek, “Bu yazıda, “Türkiye’nin her nasılsa Paris saldırılarından sorumlu olduğu yönünde gülünç iddialarda bulunduğum” öne sürülüyor (asla böyle bir iddia bulunmadım); “Türkiye’nin IŞİD’den petrol satın aldığını” iddia ettiğim ileri sürülüyor (böyle bir iddiada da asla bulunmadım) ve “Türkiye’nin Suriye’de IŞİD ile mücadele eden Kürtlere karşı savaştığını” iddia ettiğim söyleniyor (ki bu iddiayı da ben hiç öne sürmedim)” ifadelerini kullandı.
Zizek, “IŞİD’e karşı takınılan “iyicil aldırışsızlık”tan, IŞİD’le petrol ticaretini “kolaylaştırmak”tan bahsettim; Türkiye’nin Suriye’deki değil, doğrudan Türkiye’deki Kürtlere karşı saldırılarından söz ettim. Suçu bariz bir biçimde tüm taraflara isnat ettim” dedi.
Ciddiyetsiz bir müstehcenlik
Kalın’ın söz konusu yazısını resmi bir sözcü olarak kaleme aldığına dikkat çeken Zizek, makalede sorunlu bulduğu yönleri şöyle açıkladı: “Kalın’ın Kürt direnişini terörizme indirgemesini, aşikâr bir olguyu, yani Kürtlerin kaderinin suni sınırlar dayatan (Kürtlerin İran, Irak, Suriye ve Türkiye olmak üzere dört ülkeye dağılmasına, kültürel ve siyasi özerklikten mahrum kalmasına sebep olan) kolonyalizmin sebep olduğu sahici bir trajedi oluşunu görmezden gelişini siyasi ve etik açıdan son derece sorunlu buluyorum.
Kalın şöyle diyor: “PKK, IŞİD ile savaş bahanesiyle kendi işlediği terör suçlarını gizlemeye çalışıyor. İşin aslı şu ki Türkiye Suriye’de Kürt hedeflerini bombalamıyor. Sadece Türk ve Kürtlerin hayatını tehlikeye atan PKK’lı teröristlerin peşinde.” PKK’nin bazı eylemleri kesinlikle sorunlu, lâkin PKK’yi bir terör örgütüne indirgemek ve Kürtlerin mevcut durumunda yatan köklerini görmezden gelmek ciddiyetsiz bir müstehcenliktir.”
Türkiye’nin devlet olması da onu aklamaz
Okuduklarından, ‘Türkiye’nin ‘PKK’lı teröristleri’, IŞİD’lileri yakalamaya çalışmadaki tarzıyla kıyas kabul etmez derecede çok daha gaddar şekilde yakalamaya çalıştığı, Kürtlerin kültürel ve siyasi özerkliğe yönelik haklı taleplerini ciddi biçimde ele almadığı’ izlenimini çıkardığını dile getiren Zizek, şunları yazdı: “Kalın’ın şu iddiasını işte bu yüzden son derece sorunlu buluyorum: “Eğer teröre karşıysak, IŞİD, El Kaide, Boko Haram, ETA veya PKK kaynaklı olup olmadığını bakmadan her türlüsüne karşı durmalıyız.” Evet, ama terörlerin en tehlikelisi olan Devlet terörüne de karşı durmalıyız. “PKK’nın Marksist-Leninist bir terör örgütü olması, işlediği suçları aklamaz.” Evet ve Türkiye’nin bir devlet olması da işlediği suçları aklamaz.”