En ufak bir itiraza soruturma açan, en ufak bir tweet’i, konuşmayı, TV-radyo -gazete yayınını dava konusu etmeye kalkışan, stadyumda atılan sloganı “oraya siyaset sokmayın” diyerek kınayan, ama sokakta veya başka ortamlarda slogan atanlara da tekme, tokat cop, gaz, tazyikli su ve sopa ile girişen iktidarın bu tavrı akut bir “suçluluk psikozundan” kaynaklanmıyorsa, nedir? TİP’in Kadıköy örgütüne, SOL Parti’nin Kadıköy’deki gösterisine karşı şiddet kullanılmasına, deprem bölgesinde başka sol örgütlenmelerin TKP’nin, HDP’nin ve diğerlerinin çalışmalarının engellenmesine başka nasıl bakabiliriz ki?
Yaklaşmakta olan seçim, bütün bu ağır ve kanlı kıyım bilançosunun hesabının (öncelikle) sandıkta sorulabilmesi için tarihi sel bir fırsattır.
Aksi takdirde, ölenler öldüğü ile kalacaktır.