Fransa’da cumhurbaşkanlığı seçiminin yapıldığı gün, Türkiye’de 23 Nisan’dı.
TBMM’de özel oturum vardı. Yabancı büyükelçiler katıldı. Kendilerine ayrılan dinleyici locasından izliyorlardı. Türkiye’nin ne kadar ciddi bir devlet (!) olduğunun farkında olmayan bazı diplomatlar, bacak bacak üstüne attı. Vay sen misin bacak bacak üstüne atan… TBMM görevlileri derhal koştu, diplomatları uyardı. Yüce meclise karşı bacak bacak üstüne atılamayacağını öğrenen yabancılar, ayaklarını indirdiler, öyle izlediler.
Devlet ahlakı dediğin, işte böyle olur.
Milletin oyunu çalmak caizdir.
Anayasaya tecavüz mubahtır.
Meclis kürsüsüne çıkıp milletin huzurunda ‘kayıtsız şartsız egemenlik, anayasaya sadakat, hukuk devleti, laik cumhuriyet ve Atatürk devrimleri’ üzerine ‘namus yemini’ edip, namusuna sadık kalmamakta sakınca yoktur.
Hatta, milleti soyup milletin orasına koymak bile serbesttir ama… Millete karşı bacak bacak üstüne atmak ayıptır!