Dünyanın her yerinde insanlar maddi zorluklar çeker, bazıları bunu kaldıramaz. İşçiler durumlarından şikayet eder, grev yapar, eylem yapar. Gazeteciler bunları haberleştirir, muhalefet bu şikayetleri iktidara karşı eleştiri olarak kullanır. Bazen abartır, acımasız olur. İktidarlar bu şikayetleri soğukkanlılıkla dinleme yeridir. İktidar olmak, devlet olmak bunları göğüslemeyi ve sorunları çözmeyi gerektirir.
Ama her türlü eleştiriyi sanki iktidara son verecek, devleti ortadan kaldıracak bir isyanın fitili, planlı bir provokasyon, algı operasyonu olarak görmek, sanki 80 milyonun yaşadığı bir ülkede hiçbir sorun olmuyormuş gibi bütün eleştiriler, şikayetler karşısında ilk refleksin karşı suçlama ve inkar olması, her sorunun üzerine polisi, jandarmayı savcılığı göndermek bir devletin kırılganlığının ve psikolojik sorunları olduğunun işaretidir.
O yüzden devletin bir an önce kendini toparlaması, toplumsal hareketler ve her türlü eleştiri karşısında beka kaygısına kapılmadan soğukkanlığını korumayı, her olaya inkar ve karşı suçlamayla değil, anlama ve empati kurma, sorun çözme duygusuyla yaklaşmayı öğrenmesi gerekir. Bir devleti devlet yapan, güçlü gösteren de bu soğukkanlılık ve kuşatıcılıktır.
Bir devletin psikolojik sorunlarını çözmemesi bir toplumu intihara sürükler.