Şu kesin: Bu ‘kuzuların sessizliği’ hali -özü itibarıyla- 7 Kasım 1982 tarihli 12 Eylül Anayasası referandumunda yaşanmıştı. O dönemde ağır basan temayül, ülkenin bunca yıla rağmen hâlâ demokrasiye kavuşamayışını da beraberinde getirmişti.
Şimdi, değişmemiş, ülke kapılarını hep otokrasiye açık tutmuş bu anayasal zemin üzerinden bir başka ‘sessizliğin sesi’ ile iyice çetrefilli bir manzaraya ilerleniyor.
Yaşanan idari ve hukuksal skandallara rağmen, çürümüş 12 Eylül düzenine son vermek amacıyla bir zamanlar yola çıkmış AKP kurucularından, ‘akillerinden’ tık yok. Yarın öbür gün çıkacak sesler için ‘artık çok geç’ olacağını acaba hiç düşüneni var mıdır aralarında?
Partinin kurucuları içinde yer alan, Doğu Kürtleri’nin en köklü ailelerinden gelen, hukukçu kimliğiyle tanınan Dengir Mir Mehmet Fırat’ın istifası, ‘hâlâ akıl ve vicdan kalmış galiba’ diye düşündüren bir işaret yine de.