Cumhur İttifakı ve Erdoğan ne yaparsa yapsınlar, muhalefetin yerinden oynamayacağını bildikleri için elleri iyice rahatladı. Sürekli muhalefet partilerine oyalanmaları için yeni başlıklar üretecektir. Yerel seçimlere kadar durum idare edilirse, seçimde gündem belirlemek Erdoğan için zaten çocuk oyuncağı.
Aynı takvim CHP, İyi Parti gibi yapılar için de geçerli. Seçim sathına kadar vagon sallayarak, çok fazla etliye sütlüye dokunmadan, muhalefet içi polemiklerle meseleyi süründürmek ve sonra da tüm halkı seçime kilitlemek tek stratejileri gibi duruyor.
Burada kritik soru şu: Muhalefet partilerinin ve o partilerin liderlerinin bu planından, yurttaşın haberi var mı? Daha da önemlisi onayı var mı?
Bu sorunun yanıtı aslında son yapılan kamuoyu anketlerinde saklı. Siyaset ve siyasetçi “en güvenilmezler” listesinde başı çekiyor. Bu da şu demek “Asla muhalefet partilerine ve onların izlediği politikaya onay vermiyorum.”
Toplumsal muhalefetin sessizliği sadece iktidar için değil, Meclisteki resmi muhalefet için de uygun bir yaşam alanı sunuyor.
Bu durumun çok uzun sürmeyeceğine dair çok fazla ipucu var. Metal iş kolunda devam eden toplu iş görüşmeleri süreci, gerici eğitime karşı miting ve protestolar, işçi grevleri, zamlara karşı başlayan itirazlar, iktidara ve resmi muhalefet partilerine rağmen politik havayı ısıtacak.
O saatten sonra da CHP ve diğerlerinin şu soruya yanıt vermeleri gerekecek: Ülkenin bu gidişine itiraz eden kervana mı katılacaksınız? Yoksa Ahlatlıbel’de sohbete devam mı?