Dünkü faiz artışı ile birlikte ekim ayından itibaren ödeyeceğiniz kredi kartı faiz oranı da artmış olacak. Aylık olarak yüzde 3,26’ya çıkacak olan faize bir de vergi ve fonları da eklediğinizde toplam maliyetiniz aylık yüzde 4,24 olacaktır, bunun yıllık bileşiği de yüzde 64,5’e tekabül eder. Eğer ihtiyaç kredisi kullanmak isterseniz, onun faizi zaten yüzde 85 seviyesinde. Yok, ben kredili mevduat hesabımdan para kullanıyorum derseniz; onun faizi de yüzde 85’e yaklaştı. Gördüğünüz gibi faiz artışlarının bedelini ödeyen ilk grupta sizler yer alacaksınız.
Yurtiçi talebi baskılamaya yönelik bu çaba enflasyonu kontrol altına almada beklenen sonucu verir mi? Her ne kadar MB, “yurtiçi talebin güçlü” olduğunu ve bunun da enflasyona yukarı yönlü baskı yaptığını söylese de kur kaynaklı maliyet ve vergi artışlarının enflasyona nasıl etki ettiğinden de bahsediyor. O zaman şöyle bir durumla karşı karşıya kalıyoruz: Ağırlıklı olarak yüksek vergi ve kur artışlarının yol açtığı enflasyon ile mücadele etmek için sizi daha yüksek oranda kredi faizi ödemek zorunda bırakıyorlar. Sorumlusu olmadığınız bir makro göstergenin bedel ödeyeni oluyorsunuz. İşte yeni ekonomi kadrosunun bulduğu mucize formül bu.