BERİL KÖSEOĞLU
Batı dünyasının Ukrayna’daki gelişmelere odaklandığı bir dönemde, Hugo Chavez’in ölümünden sonra suların durulmadığı petrol zengini Venezuela da benzer bir krize sahne oluyor.
Gerilim, Ukrayna’daki fay hatlarına paralel biçimde, sosyalist hükümetle Amerikan yanlısı muhalefet arasında. Ekonomik sorunların derinleşmesiyle birlikte muhalefetin üç hafta önce sokağa dökülmesi, gösterilerin şiddet yoluyla dağıtılması ve sekiz günde en az sekiz kişinin hayatını kaybetmesi sonrasında, Chavez’in halefi Nicolas Maduro 10 aylık iktidarının en ciddi kriziyle karşı karşıya.
Peki Venezuela’daki kriz niçin bir anda alevlendi? Sorunun kökeninde ne var?
1 – SOKAKTAKİLER KİM, TALEPLERİ NE?
Çoğunluğu öğrencilerden oluştuğu belirtilen protestocular Maduro’nun hükümetini yüksek suç oranlarından, enflasyondan ve tırmanan gıda kıtlığından sorumlu tutuyor. Kasım 2013’te bir kararnameyle yetkilerini genişleten Maduro, muhalif basını ve genel olarak muhalefeti bastırmakla suçlanıyor. Göstericiler, devlet başkanının istifa etmesini ve erken seçime gidilmesini istiyor. Maduro’ya karşı her gece pencerelerden tencere tavalı eylemler de düzenleniyor.
2- VENEZUELA’DA CHAVEZ SONRASI SİYASİ DENGELER NE DURUMDA?
Chavez’in kanser hastalığı nedeniyle Mart 2013’te hayatını kaybetmesi sonrası düzenlenen seçimleri, bizzat halef gösterdiği Maduro yüzde 50.6 oranında oyla kazandı. merkez sağın adayı Henrique Capriles ise yüzde 49.1’le, muhalefetin Chavez sonrası dönemde gördüğü en yüksek oranı kazandı. Ortaya bölünmüş bir Venezuela çıkarken, seçim sonrasındaki çatışmalarda çoğu hükümet yanlısı dokuz gösterici hayatını kaybetti.
29 milyon nüfuslu Venezuela’da, çoğunluğu yerlilerden ve yoksul kesimlerden oluşan ‘Chavista’ların da Maduro’ya desteği tam. 1999’da iktidara gelen Chavez’in petrol gelirlerini kamulaştırılması sonrası özelikle eğitim ve sağlık alanlarına yapılan yatırımlar bu kesimlerden büyük destek gördü. Ülkenin daha varlıklı ve elit kesimleriyse enflasyon ve suç oranlarından şikayetçi; devletleştirme politikalarına karşı.
3 – MUHALEFET KİMLERDEN OLUŞUYOR?
Venezuela’nın Henrique Capriles’in liderliğindeki muhalefet koalisyonu, 30’a yakın siyasi partiyi içeriyor. ‘Chavez karşıtlığı’ dışında ortak bir strateji olduğunu söylemek zor. En erken düzenlenecek seçim ihtimali, 2015’te. Zaten Capriles de seçimi kaybetmesi sonrası Maduro’yla diyalog yolunu seçmiş durumda. Aralık ayındaki yerel seçimlerde de, muhalefetin başkanlık seçimine kıyasla yüzde 10 oranında oy kaybına uğraması dikkat çekti.
4 – ÇATIŞMALAR NASIL ALEVLENDİ?
Gösteriler üç hafta önce barışçıl biçimde, ekonomik sıkıntılara karşı başladı. Ancak son dönemde bazı radikal eylemcilerin polise saldırması, öldürülenlerden birinin de Sosyalist Parti üyesi olması dikkat çekiyor. Çatışmalar şu an batıdaki Tachira ve Merida eyaletlerine odaklanmış durumda. Bazı tanıklar, Tachira’nın başkenti San Cristobal’daki tablo için ‘savaş bölgesi’ benzetmesi bile yapıyor. Başkent Caracas’daki protestolarsa nüfusun çoğunluğunu orta sınıfın oluşturduğu mahallelerde başladı. Fakat geçen hafta ilk kez, Maduro’nun destekçilerinin yaşadığı daha yoksul kesimlere yayıldı.
5 – GERİLİMİN MERKEZİNDEKİ MUHALEFET LİDERİ KİM?
Sağ eğilimli Halkın İradesi Partisi’nin lideri Leopoldo Lopez. 42 yaşında; sekiz yıl boyu başkentin Chacao bölgesinin valiliğini yaptı. Harvard Üniversitesi mezunu bir ekonomist olan Lopez, 2002’de Chavez’in asker tarafından kısa süreli bir darbeyle görevden alınmasına yol açan kitlesel eylemlerin örgütleyicisi olarak tanınıyor. 2008’de, kamu fonlarını kötüye kullandığı gerekçesiyle seçime girmesi yasaklandı.
Lopez, son dönemdeki gösterileri de örgütleyen kişi. Nitekim hükümet geçen hafta, kundaklama, halkı şiddete teşvik, kamu malına zarar verme ve komplo kurma suçlamasıyla hakkında tutuklama kararı çıkardı; kendi çağrısıyla düzenlenen bir protesto gösterisinin ardından teslim oldu. Şu an gözaltında; ne zaman mahkemeye çıkarılacağı da bilinmiyor. Son olarak Ramo Verde hapishanesinden dışarıya ulaştırdığı notta, eylemlerin sürmesi çağrısı yaptı.
Lopez, bizzat muhaliflerin kendileri ve ABD için de tartışmalı bir kişilik. 2009’da ortaya çıkan bir WikiLeaks belgesinde, Caracas’daki Amerikan elçiliğinin siyasi danışmanı tarafından şöyle niteleniyordu: “Muhalefet içinde de bölücü bir kişilik; sık sık kibirli ve kindar birisi olarak tanımlanıyor.”
İronik biçimde, Venezuela’nın İspanyol sömürgeciliğinden bağımsızlık ilanının simgesel lideri Simon Bolivar’ın da beşinci kuşaktan akrabası.
6 – HÜKÜMETİN SON PROTESTOLARA TEPKİSİ NE OLDU?
Maduro gösterileri 2002’de Chavez’i hedef alan darbenin bir benzeri olarak yorumluyor ve ABD’yi suçluyor. Devlet Başkanı’na göre, “Lopez ve küçük faşist gruplar ABD’yle birlikte darbe düzenleme peşinde.”
Venezuela lideri, ABD’nin ‘halka kulak vermesi’ yönündeki çağrısına da şu tepkiyi gösterdi: “Bağımsız hükümetler ve halklar, Amerikan hükümetinin ülkemizde şiddeti teşvik eden muhalif liderlere niçin para verdiğini, onları niçin cesaretlendirip savunduğunu öğrenmek istiyor.” Nitekim gösterilerin yoğunlaştığı Tachira eyaletine asker gönderildi; gözaltındaki bazı muhaliflere işkence yapıldığı da iddialar arasında.
7 – MEDYA NİÇİN TARTIŞMALARIN ODAĞINDA?
Venezuela’da, Türkiye’deki Gezi Parkı eylemlerini hatırlatan bir medya tartışması söz konusu. Zira iktidar da muhalefet de aynı medyadan şikayetçi. Hükümet geçen hafta iki muhalif televizyon kanalını kablolu yayından çıkarırken, Maduro son olarak CNN’i ülkeden atmakla tehdit etti. Venezuela lideri, “Savaş propagandası yetti. CNN kendisine çekidüzen vermezse bu ülkeden gider” dedi. Maduro geçen hafta da üç Amerikalı diplomatı sınırdışı etmişti.
Muhalefetse hem yerel, hem uluslararası basının ülkedeki olaylarla yeterince ilgilenmediği görüşünde. Nitekim Reuters’a göre, yerel televizyonlar gösterilere ve çatışmalara neredeyse hiç yer vermedi. Dolayısıyla muhalifler sosyal medyadan haber almaya çalışırken, sahte fotoğrafların internette yayılması da dikkat çekiyor.
8 – GERİLİMİN BÖLGEDEKİ YANSIMASI NASIL?
‘Arka bahçe’sindeki Küba-Venezuela-Bolivya ekseninden hoşlanmayan ABD, Maduro hükümetini ‘halkının meşru sıkıntılarına yanıt vermeye’ çağırdı. Latin Amerika ülkeleri de krizi yakından izliyor. Venezula’dan ‘indirimli’ petrol alan Küba, muhalefeti ‘darbe’ yapmakla suçlarken, bazı ülkelerde Maduro’ya destek gösterileri düzenlendi. Çoğu ülke diyalog çağrısı yaptı.
9 – BUNDAN SONRA NE OLACAK?
Maduro’nun istifa çağrılarını kabul etmesi bir yana, şu an için hükümetle muhalefetin masaya oturması gibi bir beklenti de yok. Protestolar akıllara Chavez’e 2002’de yapılan kısa süreli darbeyi getirse de, ordunun şu an için Maduro’ya sırt çevirmesi beklenmiyor.