Herkesi ‘Türk’ saymanın gerçekte asimilasyon ve ‘tekçilik’ hedefli bir dayatma olduğunu ya da ancak bir ‘temenni’ olabileceğini en iyi de yüz yıllık ‘devlet aklı’ bilir. Üç büyük Kürt kentinde seçme ve seçilme hakkıyla kayyımdan kazanılmış belediyelere yeniden kayyım atanmasının, ta ‘kuruluşa’ kadar uzayan böylesi bir tarihsel zemini vardır kuşkusuz ki. Kürtlerin ‘iliştirilmiş ve görünmeyen’ değil de siyasallaşmış yani ‘görünen Kürt’ olarak, en doğal anayasal haklardan bile yararlanmaları mümkün olamıyor maalesef.
“Kürt sorununa dokunmuyorum zaten, olup bitenler beni ilgilendirmiyor…” denmesin. Sen ilgilenmezsin ama seninle ilgilenirler! Sen susarsın ama ‘neden benim gibi konuşmuyorsun’ diye yakana yapışırlar. Kimse kendisini aldatmasın; bölgedeki ateşle ilgilenmeyenler Saray rejiminin oyalanacağı bir muhalefet oyuncağı olabilir ancak.