Türkiye’de art arda dolandırıcılık vakaları görülmeye başladı. Üstelik kamuoyu önündeki isimler tarafından. Önce güzellik merkezleri sahibi Engin-Dilan Polat çifti gündeme düştü, daha sonra sosyal medya fenomeni Kıvanç Talu ve reklamcı eşi Beril Talu…
Peki bu durum ne anlatıyor?
Polat çifti, önce sosyal medyadaki lüks yaşam paylaşımlarıyla, son günlerdeyse para aklama ve vergi kaçırma suçlamalarıyla gündeme geldi. Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) tarafından araştırma başlatıldı, rapor savcılığa gönderildi. MASAK raporu üzerine Anadolu başsavcılığı soruşturma başlattı.
‘Var böyle tipler’ hesabıyla ünlenen Talu çifti ise arkadaşlarını ve yakın çevrelerini işbirliği teklifiyle 100 milyon dolar dolandırmakla suçlanıyor.
BBC Türkçe‘den Özge Özdemir’in haberine göre bir toplumda dolandırıcılık vakalarının artması üç etmene bağlı.
Kırıkkale Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde araştırma görevlisi Mezher Yüksel o üç etmeni şöyle açıkladı:
- Bir toplumda maddiyat ve maddi kazancın kültürel bir değer olarak yüceltilmesi.
- Temel bir yaşam amacı ya da hedefi haline getirilen maddiyatı, hangi yoldan olursa olsun elde etmenin mübah görülmesi.
- ABD’li sosyolog Robert K. Merton’ın gerilim kuramı: “Bir toplumdaki kültürel hedefler ve o hedeflere ulaşacak meşru kanallar arasında mesafe arttıkça suç ve sapma da artar.”
Dolandırıcılık yüzyıllardır var ama internetle beraber çeşitleri de arttı. Örneğin Çiftlikbank ve Thodex vakaları. İkisinde de dijital ödeme sistemleri kullanılarak vatandaşlar dolandırıldı.
Suç ve Güvenlik Araştırmaları Derneği’nden ve Beykent Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Abdurrahman Yılmaz’a göre dolandırıcılık hırsızlık ve gasp suçlarından farklı: “Dolandırıcılıkta ortaya konulan kurguyla mağdur bizzat malını kendi eliyle götürüp dolandırıcıya teslim ediyor.”
Eşitsizlik ve dolandırıcılık denklemi
Psikolog Prof. Dr. Ekrem Çulfa da sosyoekonomik eşitsizliğin yüksek olduğu ülkelerde dolandırıcılık vakalarına daha sık rastlandığını söyledi.