• SANAT
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11'i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • SPOR
  • VPN HABER

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Uzmanları şoke eden araştırma: Somatizasyon sıklığında dünya birincisiyiz

27/11/2023 00:15

MESUDE ERŞAN

@mesudersan

mesudeersan@diken.com.tr

Altı kıtadan 33 ülkede 73 bin 76 erişkinle yapılan bir çalışmaya göre Türkiye’de her 100 kişiden 54’ü, anksiyete, depresyon ve somatizasyondan (psikolojik stresin vücutta fiziksel belirtilere dönüşmesi) en az birini yaşıyor ve bu oranla Mısır’dan sonra ikinci sırada yer alıyor. Tek başına somatizasyon sıklığındaysa yüzde 37’yle dünya birincisiyiz.

Fotoğraf: AA

Antalya’da yapılan 40’ıncı Ulusal Gastroenteroloji Haftası ve 11. Ulusal Gastroenteroloji Cerrahisi Kongresi Başkanı İç Hastalıkları ve Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Serhat Bor, ‘Fonksiyonel Sindirim Sistemi Hastalıklarının Dünya Prevalansı Roma Çalışması‘nın psikiyatrik sonuçlarını paylaştı.


Tek başına psikiyatrik hastalık

Fonksiyonel sindirim sistemi (gastrointestinal) hastalıkları grubunda irritabl bağırsak sendromu (IBS), fonksiyonel dispepsi (hazımsızlık), irritabl bağırsak hastalığı (İBH), reflü ve benzerleri yer alıyor.

Bu hastalıklar yaşam kalitesini düşürüp işgücü kaybına, gereksiz tetkiklere ve ilaç tüketimine neden oluyor. Genelde kadınlarda daha sık görülüyor ve yaş ilerledikçe sıklıkları azalıyor.

Bu kadarı beklenmiyordu

Çalışmaya göre 22 fonksiyonel sindirim sistemi hastalığından en az birinin kriterlerine uyanların oranı yüzde 40. Bu ankete katılanlar hastalık tanısı almamış ama kendilerindeki belirtileri ifade etmişler.

Söz konusu araştırmanın sonuçları karşısında şoke olduklarını belirten Bor, “Bekliyorduk ama bu kadarını değil” dedi.

Anksiyete, depresyon ve somatizasyondan en az birini yaşayanların dünya ortalaması yüzde 37.7. En düşük oran yüzde 24 ile Hollanda’da. Ardından yüzde 27 ile Japonya, yüzde 28 ile Çin geliyor.

‘Çok acı’

Sadece somatizasyona bakıldığında Türkiye bu kez birinci. Bor, şunları söyledi:

“Bu çok acı. Somatizasyon bozukluğu psikiyatrik problemlerin bedensel olarak dışavurumu. Kişinin kendisinde bir takım bedensel yakınmalar olduğuna çok inanması ve bunlar için sürekli doktora gitmesi diye tanımlamak mümkün. Çoklu yakınma gösterirler. Bugün midesi ağırır, yarın başı döner, öbür gün eli ayağı uyuşur, diğer gün ishal olur. O yüzden somatizasyon tek başına bir psikiyatrik hastalık. Fonksiyonel sindirim sistemi hastalıklarıyla ortaya çıkar. Bunu en çok biz gastroenteroglar biliyoruz.”

Hekim hekim geziyorlar

Bu hastalar sürekli “Kanserim var, midemde ülser var” diyerek, hekim hekim dolaşıyor. Gerekli, gereksiz çok sayıda tetkik yaptırıyor. Bir hastalıkları olduğunu, ancak hekimlerin bulamadığına inanıyor. Bor’a göre aslında bun somatizasyon bozukluğu:

“En acısı da bu. Bu tetkikler sadece anksiyeteyi daha da kötüye götürüyor. Genç bir kadının kabızlığı için üç kez kolonoskopi yaptırmasının tek anlamı, anksiyetesini daha kötüye götürmesi, somatizasyonunun artması. Sonra bize diyorlar ki, ‘Ben de çok mühim birşey var ve siz bulamıyorsunuz.’ Aslında buluyoruz ve anlatmakta çok sıkıntı çekiyoruz. Diğer yandan anksiyete ve depresyon, fonksiyonel sindirim sistemi hastalıklarını çok daha ağır hissettiriyor.”

Fonksiyonel sindirim sistemi hastalıkları ile anksiyete arasında etkileşime sık rastlanıyor. Özellikle IBS, hazımsızlık, reflü gibi hastalıklar anksiyete düzeylerini artırabilir. Aynı şekilde anksiyete de belirtileri şiddetlendirebilir.

Tedavide hem fonksiyonel sindirim sistemi hastalıkları belirtileriyle başa çıkmak hem de anksiyeteyi yönetmek önemli. İlaçlar, psikoterapi, stres yönetimi teknikleri, düzenli egzersiz ve diyet değişiklikleri gibi çeşitli yaklaşımlar kullanılabilir.

Ayrıca ekip yaklaşımı, hastalara hem fiziksel hem de duygusal açıdan destek sağlama da etkili olabilir.

Bor, şöyle konuştu:

“Mutlaka psikiyatriyle yan yana, omuz omuz düzeltmemiz gerekiyor. Bunlar, psikiyatrinin de mutsuz olduğu bir hasta grubu. Çünkü hastayı biz zorluyoruz gitmesi için. Çok da gönüllü gitmiyorlar. Altta yatan organik bir hastalık olduğundan ve bizim bulamadığımızdan çok eminler. Bu yüzden zorlanıyoruz. Vakalarda artış mı var, görünürlük mü artı konusu tartışmalı. Bence ikisi birden. Bir yandan farkındalıklar arttı, diğer yandan klinik artış da var.”

Kategori:Diken özel, Sağlık, Vitrin-mobil

SON HABERLER

HSK'ya beş yeni üye seçildi

Meclis Genel Kurulu’nda Hakimler ve Savcılar Kurulu’na (HSK) beş yeni üye seçildi

Uluslararası Booker Ödülü'nü Hint yazar Banu Mushtaq kazandı

2025 Uluslararası Booker Ödülü’nü Hint yazar Banu Mushtaq ‘Heart Lamp’ kitabıyla kazandı.

CHP'li vekiller HSK üyelerinin seçileceği genel kurulu terk etti

CHP grubu, Hakimler ve Savcılar Kurulu’na (HSK) üye seçiminin AKP’li vekillerin ad çekme yöntemi yerine tekrar oylamayı talep etmesinin hukuki olmadığını belirterek seçime katılmadı.

Büyükçekmece açıklarında 4,0 büyüklüğünde deprem

İstanbul’da Büyükçekmece açıklarında 23:36’da deprem oldu. Afet ve Acil Durum Başkanlığı’nın (AFAD) bildirdiğine göre depremin büyüklüğü 4,0.

Mahkeme İmamoğlu'nun diplomasının iptalinin 'ayrıntılı' izahını istedi

İstanbul İdare Mahkemesi, tutuklu İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının hangi açıdan yokluk ve açık hata hali oluşturduğunu üniversitesinin ‘ayrıntılı olarak’ izah etmesini istedi.

Fatih Terim ne düşünüyor, ne yapacak?
Şans oyunları bayisinin hatası 11 milyon lira kazandırdı

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 2 bin 758 gündür hapiste

YAZARLAR

Bir uyanışın tarihi: 19 Mayıs

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Elinden çıkanı kulağın duysun

Mustafa Dağıstanlı

Ali Özgentürk için: Böyle mi olmalıydı!

Ayhan Tinin

Çocuk, sınırsızlıkta değil, sınırda büyür

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Yazalım da ne yazalım nasıl yazalım!

Murat Sevinç

Senyör Amicis'in gazına geldim 

Behzat Şahin

Özel, İmamoğlu ve Yavaş'ın 'özenli' açıklamaları üzerine…

Murat Sevinç

GÜNÜN 11’İ

Elif Çakır: 'Allah aşkına neden Türkiye'nin yolsuzluk belası'ndan kurtulması için niye iki çift laf edilmiyor?

Erdal Sağlam: 'Gençlik açısından hiç bu kadar kabus bir dönem yaşanmamıştı' diyebiliriz

Fikret Başkaya: Bizde diplomalılara 'aydın' deniyor…

Mithat Fabian Sözmen: Bir kez daha har vurup harman savrulan bir yaz transfer dönemi izleyeceğiz

Esfender Korkmaz: 2024, Türkiye'de rekor sayıda konkordato başvurusunun yaşandığı bir yıl oldu

Şeref Oğuz: Bodrum'da belediyecilik zor

Nevşin Mengü: Milyonlar harcanan gazeteler okunmuyor, o nedenle kendilerine bir trol ordusu kurmak zorunda kaldılar

Murat Ağırel: Gazetecilere iftiralar atılıyor, itibarsızlaştırma kampanyası büyütülüyor

Özge Güneş: Barınma hakkı ile rant politikaları aynı zeminde ama birbirine zıt yönlerde ilerliyor

Ali Eyüboğlu: Yapay zekanın Eurovision'da üçüncü sıraya yerleştirdiği Avusturya birinci oldu

Murat Belge: Ana muhalefet partisine 'terörist' demenin amacı ne olabilir?

  • 9 SORUDA
  • YAZARLAR
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DİKEN ÖZEL
  • DİKEN'E TAKILANLAR
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • KEYİF
  • MEDYA
  • POPÜLER BİLİM
  • SANAT
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 10 YAŞINDA
  • Künye
  • İletişim
  • Gizlilik ilkeleri
  • Çerez politikası

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi

×