Başbakan Binali Yıldırım’ın dünkü grup toplantısında dile getirdiği, köy muhtarları ile il ve ilçe müftülerinin de nikah kıyabilmesini sağlayan düzenlemenin hayata geçmesi halinde, çocuk evliliklerinin katlanarak artabileceği belirtildi.
Hali hazırda Türkiye’de her üç evlilikten biri çocuk yaşta gerçekleşiyor, bu özellikle kız çocuklarının eğitim hayatını sekteye uğratıyor, istismarın yolunu açıyor.
BirGün gazetesinden Serbay Mansuroğlu’nun haberine göre, İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi ve Kadın Hakları Merkezi Koordinatörü Avukat Aydeniz Alisbah Tuskan, Medeni Kanun’a sahip çıkılması gerektiğini söyleyerek şunları ifade etti: “Müftülerin nikah kıyması çocuk yaşta evliliklerin önünün açılması demek. Evlilikler belli bir prosedüre bağlıdır. Evlilik yaşı vardır. Yaşla, prosedürle ilgili bir problem varsa, hâkim karar verir. Medeni kanun kenara koyularak bu işlerin yapılması kabul edilemez. Medeni Kanun kadını yurttaş yapmıştır. Şimdi yapılan geriye dönüş hareketidir.”
Hukuk devletinde bu tarz bir düzenlemenin olmaması gerektiğini ifade eden Tuskan, “Kadını evlendirmek, eve kapatmak, gereken yaşta özgür iradesiyle eş seçimini engellemek, kadını sadece aile içinde bir figüran olarak konumlandırmak dönemin siyasi iklimi haline geldi” dedi.
‘Medeni Kanun tahrip ediliyor’
Dini referanslarla medeni kanunun tahrip edildiğini vurgulayan HDP İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu ise “Medeni Kanun’daki kazanımlar kadınların mücadelesiyle elde edilmiş kazanımlardır. Küçük yerlerde denetim eksikliği nedeniyle akraba evlilikleri ve çocuk yaştaki evlilikler artacak. Düzenlemeyle evlilik öncesi sağlık raporu gibi birçok prosedür gözetilmeyecek. Aynı zamanda inanan ve inanmayan özgürlüğü bakımından tek bir mezhebin din adamlarına verilecek yetki, laiklik ilkesine de uygun değil” diye konuştu.
‘Sosyal hayatı dizayn ediyorlar’
Resmi nikâhın müftünün görev alanı olmadığını anımsatan CHP Milletvekili Candan Yüceer ise, 6360 Sayılı Büyükşehir Yasası ile köy muhtarlarının nikâh kıyma yetkilerinin alındığını, bu görev iade edilirken, müftülere de veriliyor olmasının bir ‘garabet’ olduğunu söyledi: “İktidarın, laik eğitimi dini referanslara dayayan adımlarıyla birlikte, sosyal hayatı da din adamlarının eline bırakmasının bir adımıdır. Tıpkı Boşanma Komisyonu önerileri arasında yer alan İlahiyat Fakültesi memurlarının boşanmalarda arabulucu olması gibi, devleti dini referanslara göre dizayn etme amacı taşımaktadır. Müftülüklerin görev tanımı kanunla çizilmiştir ve dini nikâh kıymasında bir sakınca yoktur. Ancak resmi nikâh kıyacak olmasının görev tanımıyla yakından uzaktan ilgisi bulunmamaktadır.”