Kaybettiği seçimden sonra Hillary Clinton belki de bugüne kadarki en doğru teşhisini koydu: “Gördük ki, bizim ülkemiz bildiğimizden, tahmin ettiğimizden daha bölünmüş haldeymiş.”
Trump’ın hemen “herkesin başkanı olacağım” demesi de ondan.
Çünkü “herkesin başkanı” olmak kolay değil; çünkü ABD’de de burada da.
Elbet tartışılır ancak “Almanları Nazi yapan Hitler” tespitinden ziyade, “Hitler’i Nazi yapan Almanlardır” denebilir; bir kısım Almanlardır, Almanya’nın o tarihi dönemdeki sosyal, kültürel, ekonomik halidir! Almanların öfke ve nefretleri ile Alman burjuvazisinin ve ahalisinin halidir!
“Becerikli siyaset” birlik üzerinden değil, “çelişkiler, ayrılıklar, bölünmüşlükler, düşmanlıklar, hatta nefretler, öfkeler” üzerinden yapılır. Maalesef de diyebilirsiniz ama öyledir.
Buna karşılık “iyi, doğru siyaset” diye bir şey varsa, bu çelişkileri nefret ve şiddetten uzak tutmaya çalışarak, ama mutlaka farkında olarak, mağduriyetler, tedirginlikler, korkular, endişeler, acılar arasında pek ayrım yapmadan olabilir belki.
Bu ikinciyi çok bilmiyoruz.
Birinciyi ise, ABD’liler gibi, hepimiz biliyoruz.
“Clinton kazandı” diye manşet atan gazetelerimizi suçlamayın; Clinton’ın bile tahmin edemediğini onlar nereden tahmin edecekti ki?