Bu ülkede cenazede, törende, meydanlarda, her saniye sadece bir kişinin bağırması cennetlik kimine göre.
Onun dışında bağıran, çağıran, isyan eden, eleştiren, feryat eden nice insan ise cehennemlik!
Yoksa “Okunmuş üflenmiş Mercedes devri”nin uleması, Kur’an’ın “adaletsizlik, şirk, arsızlık, tamah, yalan, talan, fitne, fesat, ayrımcılık” üstüne hükümlerini de sık sık hatırlatırdı.
“Allah’ın bildiğini kuldan saklayan” sıfırcılar üzerine de cennet-cehennem vizeleri çıkarırlardı.
Öyle olmuyor.
Çünkü “vicdan ve inanç özgürlüğü” olması gereken din de, “vicdan bağımsızlığı”olması gereken yargı gibi, devlet-siyaset-emret hiyerarşisinin bir parçası…
Otorite ve tahakkümün münasip bir maşası…
Kimini karalayan, kiminin tüm ayıplarını örten bir organizasyon olarak kullanılıyor!
Ayıp mı? Ayıp.
Günah mı? Günah.
Zırhının altında katrandan, ziftten bir don olması mümkün mü?
Mümkün!