Meclis’in ‘Kahraman’ Başkanı muhtemelen düşündü: “Anayasa’nın daha başında, Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir, yazıyor. Demokratik, kalmadı; bakiyeyi kaldırdık. Sosyal, kalmadı; artığını özelleştirdik. Hukuk devleti, kalmadı; bilhassa şahsileştirdik. Laiklik neden kalsın ki?”
Öyle baş aşağı baktığınızda Sayın Kahraman haklı. Anayasa zaten çoktan değişmiş, hepten kağıt üstünde kalmış. O da kağıdı alıyor, buruşturuyor, tekrar ütülediğinde sadece Başkan yazacak.
İnanın, memlekette bir anayasa olmasına da ihtiyaç yok. Çünkü zaten esastan, omurgadan iğdiş edilmiş… Çünkü dokunulmazlık daha kalkmadan dokanmak serbest…
Şöyle de diyebilirdik ama artık çok geç: Anayasalar ağlamasın! Zaten ağlarsa anayasam ağlar, kanunlar yalan ağlar!