Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, dün katıldığı TV programında hızlı tren biletine zammı savunurken, Çanakkale Köprüsü için verilen garantilere yönelik eleştirileriyse “Hesap hatası yok” diye ‘savuşturdu’.
Karaismailoğlu, dün Habertürk TV’de Kübra Par’ın programına konuk oldu ve izleyicilerden gelen soruları yanıtladı. Bakanın verdiği bazı yanıtlar sosyal medyada eleştirildi.
Karaismailoğlu son olarak İstanbul’daki toplu ulaşıma yüzde 40’lık zammı eleştirmiş ama Ulaştırma Bakanlığı’nın işlettiği Marmaray’a getirilen zamlarıysa ‘unutmuştu’.
Bakana yöneltilen sorular ve verdiği cevaplardan bazıları şöyle:
Toplu taşımaya zam yapılıyor, çok yanlış bir şey dediniz. Peki siz hızlı tren hatlarında, Marmaray’da ne kadar zam yaptınız?
Karaismailoğlu: “Bir defa toplu taşımanın ne olduğunu da öğrensinler. Hızlı tren kesinlikle toplu taşıma değildir. Yapılan hızlı tren ücretlerine bakarsalar, tarifelere bir bakarsalar Ankara-İstanbul arası otobüs 350 lira ve bundan çok daha güvenli ve konforlu bir yolculuk 150 lira sadece.”
45 bin araç geçişi garantisi verildi, 6 bin araç geçti. Burada hesap hatası yok mu?
Karaismailoğlu: “Hayır, kesinlikle yok, kesinlikle yok. Bu bir matematiktir. 12 yıllık işletme süresi var, işletmesinin dördüncü beşinci yılına geldiğimizde ne yapacaksınız o zaman. Artacak. Ve de 45 binin üstüne geçtiği zaman orada artı devlete gelir akışı gelmeye başlayacak.”
Feribota gelen zam da bu Çanakkale Köprüsü’nden geçişe yönlendirmek için zam yaptılar eleştirisi var.
Karaismailoğlu: “İstanbul belediyesi nasıl zam yaptıysa onu da onların benzeri akılla yaptılar, değişen bir şey yok.”
Geçiş garantileriyle tartışma konusu olan 1915 Çanakkale Köprüsü’nün açılmasından bir ay sonra feribot ücretleri yüzde 42 ila yüzde 117 zamlanmıştı.
Neden kar yağışında Atatürk Havalimanı’na indi sayın bakan, madem bu kadar fizibiletesi tamdı yeni havalimanının?
Karaismailoğlu: “Atatürk Havalimanı’na o gece indik, İstanbul’a inmemiz gerekiyordu. Aslında o da bir riskti, çünkü olumsuz hava şartları olağanüstü durumdaydı o akşam. Bir risk alarak indik oraya öyle bir tercihimiz yoktu. Ama İstanbulluların yanında olmamız gerekiyordu o gece, başkaları keyif peşinde koşarken bizim Ankara’da durmamız olamazdı. O yüzden kalkıp geldik.”
Mesela diyelim ki 10 bin avro üzerinden garanti verdiniz, 10 bin avronun bundan altı ay önceki karşılığıyla bugünkü karşılığı arasında iki kattan fazla fark var. Burada devlet zarara uğramış olmuyor mu?
Karaismailoğlu: “Ama biz dışarıdan yatırımcı getiriyoruz, buraya finans çekiyoruz, Türkiye’deki parayı kullanmıyoruz.”
Yap-işlet-devret modelli projelerde işletici firmalarla sözleşmelerde araç geçişi ya da hasta sayısı gibi taahhütler bulunuyor. Bu taahhütler tutturulamazsa devlet aradaki fark için işletici firmaya ödüyor. Ödemelerse, verilen garantiler dövize endeksli olduğu için döviz bazında.
Ama o zamanında getirmiş dövizi buraya yatırmış. Döviz Türkiye’de o kadar yükseliyor ki biz zarar etmiyor muyuz bu durumda?
Karaismailoğlu: “O tartışılabilir bir konu ama bu projelerin aslı budur. Siz yurt dışı finans getiriyorsunuz, o zaman CHP’li belediyeler niye yurt dışı finans kullanıyorlar. O da bunun gerçekliği sonuçta yani.”