… bu yılki “Sağlık Bakanlığı Sayıştay Denetim Raporu” adeta şehir hastaneleri denetim raporu olmuş. Usulsüzlük adına o kadar çok şey var ki.
Buyurunuz.
Ya Bakanlık istememiş ya da şişletmeciler kendi inisiyatiflerinde gerekli yatırımı yapmamışlar. Ama yatırımın etki ettiği hizmetin bedeli ödenmiş.
Yer teslimi yapılmadan inşaata başlanmış. İnşaat sözleşme süresinden önce bitirilmiş. İnşaat sanki sözleşme süresinde başlamış gibi yapılıp, erken bitirme hediyesi olarak; inşaat bitim tarihi ile işletmeye başlama tarihi arasındaki farkın ödemeleri işletmeciye yapılmış.
Türkiye Halk Sağlığı ve Tıbbi Cihaz Kurumu işinde yer tahsisi yapılmış. İşletmeci kendisine tahsis edilen araziye beton dökmüş. Sonra sözleşme iptal edilmiş. İşletmeci kamu arazisini terk etmiyormuş ve araziyi orijinal haliyle (betonsuz/yeşil biçimde) Hazineye devir etmiyormuş. .
İnşaat aşamasında tercih edilen doğal gaz projesi nedeniyle Bakanlık fazla doğal gaz ücreti ödüyormuş. Ücretin düşmesi için saatlerin değişmesi gerekiyormuş. İşletmeciler saatleri değiştirmediklerinden, Bakanlık kullanmadığı gaza da ücret ödüyormuş.
İklimlendirme giderlerini piyasa koşullarında ödemeleri gerekirken, işletmeciler kamu konutları ücretleri üzerinden çok daha düşük ödemeler yapıyorlarmış.
İşletmeciler atıl biçimde depoda tuttukları tıbbi cihazlarla vermedikleri hizmetlerin bedelini tahsil ediyorlarmış.
İşletmeciler ticari alanlarda kendilerine tahsis edilenin üzerinde alan/depo kullanıyorlarmış. Ama ödedikleri kiralar artırılmıyormuş.
İşletmeciler kat mutfaklarında iklimlerinde ve enerji ücreti ödemiyorlarmış.
Çamaşır ücretleri tekstil ürünlerinin fiili ağırlığına göre belirleniyormuş. Tekstil ürünleri zamanla aşınarak gramajı düşmüş.
İşletmecilerin tıbbi cihazların yedek parçalarını kendilerinin satın almaları gerekiyormuş. Ancak bunlar almadıklarından yedek parçaları Bakanlık kendisi satın alıyormuş.
Bazı hizmetlerin ücretleri 5 yılda bir pazar testiyle yenilenmesi gerekiyor. Bakanlık ihaleye çıkmak yerine işletmecilere ön alım hakkı veriyormuş.