Fiyatı brente göre yüzde 25-30 daha düşük olan Rus petrol ve akaryakıtının toplam ithalattaki payı artsa da bu ucuzluk, vatandaşa yansımadı.
Pandemi sonrası yaşanan arz-talep dengesizliği ile başlayan, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonrası devam eden doğalgaz ve petrol fiyatlarındaki dalgalanmalar sürüyor. Bu dalgalanmalar bölgenin en büyük enerji ithalatçılarından biri durumundaki Türkiye’yi doğrudan etkiliyor.
Dünyadaki fiyat artışlarının yanı sıra AKP’nin ekonomi yönetiminin neden olduğu kurdaki oynama da eklendi. Yani dolar bazındaki fiyat artışları ile dolar ve avrodaki zaman zaman iki katı aşan yükseliş, içerideki ürün fiyatlarının sert zamlara konu olmasını da beraberinde getiriyor. Örneğin benzin ve motorin başta olmak üzere petrol türevi ürünlerin fiyatları son bir yılda dörde katlandı.
Petrol ve akaryakıtta ikili fiyat yapısı
Dünya’dan Mehmet Kara’nın haberine göre son dönemde küresel ham petrol piyasalarında ikili bir fiyat yapısı devrede. Batılı ülkelerin yaptırımları sonrası Rus petrolü, brent petrole göre yüzde 25-30 daha iskontolu fiyatlanmaya başladı. Brent petrol 110 dolarlar seviyesindeyken, Rus petrolü kargoları 80 dolarlar seviyesinde fiyatlardan satılabiliyordu. Petroldeki ikili fiyat yapısı, Rusya çıkışlı benzin ve motorin için de geçerli.
Türkiye, Rusya’dan en çok enerji ithal eden ülkeler arasında. İthal edilen enerji kaynaklarında doğalgaz başı çekerken, Türkiye Rusya’dan petrol, akaryakıt ve kömürü de alıp kullanıyor. Türkiye, Ukrayna’da Rus işgalinin başladığı 24 Şubat ile 4 Haziran tarihleri arasını kapsayan 100 günde, Rusya’dan en çok enerji ithal eden ülkelerden oldu.
İthal edilen ucuz Rus petrolü vatandaşa yansımıyor
Türkiye’de akaryakıt fiyatları, Akdeniz havzasına/piyasasına (İtalya Lavera/Cenova) ve doların TL karşısındaki değerine bakılarak belirleniyor. Ancak bu fiyatlardan satılmak üzere İtalya’dakinden daha az maliyete elde edilebilen benzin ve motorin vatandaşa daha ucuza satılmıyor.
İthalatçı şirketler daha çok kar edeceğini belirten Kara, analizinde şunları söyledi: ”‘Vatandaş daha ucuza benzin alsın’ gibi popülist bir gerekçeyle, 13 bine yakın akaryakıt istasyonunun kâr marjını kısabilen hükümet/idare, şimdi savaş/yaptırım etkisiyle yaşanan ucuzluktan vatandaşı yararlandırmayı niye düşünmüyor? Devasa rafineri şirketleri ile büyük ölçekli ana akaryakıt dağıtıcılarının canı can da, zam üstüne zam geldiği için artan işletme sermayesi ihtiyacını karşılayamayan bazılarının kapısına kilit vurulan akaryakıt istasyonlarınınki patlıcan mı?”
Konunun muhalefet tarafından yeterince gündeme getirilmediği eleştirisini yapan Kara, Demokrat Parti’nin konuyla ilgili Meclis’e kanun teklifi sunduğunu belirterek Rekabet Kurumu’na da ‘devreye gir’ çağrısı yaptı.