Türkiye Uluslararası Adalet Divanı’nda (ICJ) Güney Afrika’nın İsrail’e karşı açtığı ‘soykırım davası’na müdahillik beyanını sundu.
Güney Afrika Cumhuriyeti, İsrail’in 7 Ekim’den beri yaklaşık 40 bin kişiyi öldürdüğü Gazze’deki eylemleriyle 1948 Birleşmiş Milletler (BM) Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’ni ihlal ettiği gerekçesiyle Uluslararası Adalet Divanı’nda (ICJ) dava açmıştı.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, hafta başında, Türkiye’nin çarşamba günü beyanını ICJ’ye sunacağını söylemişti.
Reuters’e konuşan kaynaklar, “Türkiye’nin müdahiliği uluslararası kamuoyunu Gazze’deki insani krize çözüm üretmeye itecek” dedi.
Daha önce söz konusu davaya müdahillik beyanını sunan devletler şöyle: Nikaragua, Kolombiya, Libya, Meksika, Filistin ve İspanya. Fakat Türk yetkililere göre Ankara bugüne kadarki en kapsamlı başvuruyu yaptı.
İsrail soykırım iddialarını defaatle reddederek Gazze’deki ‘operasyonlarının’ ‘meşru müdafaa’dan ibaret olduğunu ve yalnızca Hamas militanlarını hedef aldığını belirtmişti.
ICJ Statüsü’nün 63‘üncü maddesine göre müdahillikler, devletler için bir ‘hak’ olarak görülüyor.
Yargılamanın dört-beş yıl içinde sonuçlanabileceği öngörülüyor.
”Türkiye’nin müdahilliği sadece Gazze’deki krize değil, aynı zamanda gelecekte bu tür durumları engellemek için küresel hukuki çerçeveyi güçlendirmeye yönelik” dedi Reuters’a konuşan kaynaklar.
Dava, Sözleşmenin 9’uncu maddesine dayanıyor
Soykırım Sözleşmesinin 9’uncu maddesi uyarınca, bir devletin sözleşmenin maddelerini ihlal etmiş olması durumunda, sözleşmeye taraf herhangi bir devlet, ihlal eden devlet aleyhine ICJ’de dava açabiliyor.
ICJ, aciliyet gerektiren durumlarda ihtiyati tedbir kararına hükmederek, söz konusu ihlallerin dava süreci sonlanana kadar durdurulmasına hükmedebiliyor.
Daha önce Gambiya, İslam İşbirliği Teşkilatı adına, 11 Kasım 2019’da Arakanlı Müslümanlara yönelik soykırımın soruşturulması için ICJ’ye başvurmuştu.